Gezegenimizde 2009 verilerine göre 1.571.198.000 Müslüman yaşamaktadır. Asya’da 1 milyar, 400 milyon Afrika’da, 44 milyon Avrupa’da ve 6 milyon Amerika kıtasında. Toplam dünya nüfusu içinde her beş kişiden biri Müslüman’dır. Her bir Hindu’ya iki Müslüman düşmektedir, her bir Budist’e karşılık iki Müslüman vardır ve her bir Yahudi’ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır. Müslümanlar’ın bu kadar kalabalığına rağmen, neden güçsüz olduklarını hiç merak ettiniz mi? Nedeni şudur: İslam Konferansı Örgütü’nün (OIC) 57 üyesi ülkelerin tümünde 500 adet üniversite bulunmaktadır ve üniversite başına üç milyon Müslüman düşmektedir. Sadece ABD’de 5758 üniversite vardır. 2004 yılında Shanghai Jiao Tong Üniversitesi “Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesi” hazırlamış ve ilginçtir ki Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiçbirinden ilk 500’e giren üniversite yoktu.
UNDP tarafından toplanan verilere göre: Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı neredeyse %90 ve bunlardan 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oranı %100’dür. Müslüman dünyasında buna çok zıt bir durum olarak bir ülkenin okuma-yazma oranı yaklaşık %40 olup, %100 okur-yazar oranına sahip bir Müslüman ülke yoktur. Hıristiyan dünyasındaki “okur-yazar”ın %98’i ilkokulu bitirmişken, Müslüman dünyasında bu oran % 50’dir. Hıristiyan dünyadaki okur-yazarların % 40 ı üniversite mezunudur ve bu oran Müslüman dünyasında % 3 civarındadır.
ABD her 1 milyon Amerikalı’ya karşılık yaklaşık 4000 bilim adamına, Japonya 5000 bilim adamına sahiptir. Tüm Arap dünyasındaki tam zamanlı çalışan araştırmacı sayısı 35 000 kişidir ve her bir milyon Arap nüfusa 50 teknisyen düşmektedir. (Bu sayı Hıristiyan dünyasında bir milyon kişiye 1000 teknisyendir.) İslam dünyası gayrı safi milli hâsılasının yalnızca %0,2’sini araştırma geliştirme bütçesi olarak ayırmaktayken, Hıristiyan dünyası %5 oranında araştırma geliştirme fonu ayırmaktadır.
İslam dünyası bilgi üretememektedir. Nedeni çok uzaklarda aramayalım: 1000 kişiye düşen günlük gazete sayısı ve bir milyon kişiye düşen kitap çeşidi bilginin toplum içine yayılıp yayılmadığının iki önemli göstergesidir. Pakistan’da 1000 kişiye 23 günlük gazete düşerken bu sayı Singapur’da 360’tır.
İngiltere’de her 1000 stant için 2000 çeşit kitap bulunurken, Mısır’da kitap çeşidi 20’dır.
İslam dünyası bilgi yayılmasını gerçekleştirmekte başarısızdır. Bilgi uygulamasının önemli göstergelerinden biri ileri teknoloji ihracatının toplam ihracat içindeki oranıdır. Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran % 1, Suudi Arabistan’ın %0,3, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in aynı şekilde %0,3’tür. Singapur’da bu oran %58’dir. İslam Dünyası bilgi uygulamasını gerçekleştirememektedir.
Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgi üretmiyoruz.
Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgiyi yayamıyoruz.
Neden Müslümanlar güçsüzdür? Çünkü bilgiyi uygulamıyoruz.
Gelecek bilgi temelli toplumlara aittir
İlginçtir, OIC üyesi 57 ülkenin gayrı safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. ABD, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.) Petrol zengini Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar hep birlikte 500 milyar dolarlık mal ve hizmet üretmektedirler ve bunların çoğu petroldür. Mal ve hizmet üretimi İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir. Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır. İslam dünyasının gayrı safi milli hâsılasının tüm dünya gayrı safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?
Cevap: Akılcı olmayan, kaliteden yoksun, eğitim eksikliğidir.
Çözüm Nedir? Eğitimli insanlarla bilgi üretmek. (Haftaya devam edeceğiz inşallah…)