Eskilerin altın gibi sakladıkları ve bazen de komşularına özene bezene hediye ettikleri tohumlar vardı. O zamanlar tam anlam veremezdim tohumlara bu kadar neden değer verildiğine. Eskilerin tohum konusundaki duyarlılıklarının, gıda güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
GDO’lu gıdaların toplum sağlığını nasıl bozduğu hep yazılıp çiziliyor. Hastaneler savaş ortamları kadar yoğun ve dolu. Sağlıklı bir toplum ve nesil için yeni bir adım atıldı.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, önceki gün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının gündemini değerlendirirken, 2018 yılında tüm tohumların sertifikalı olacağı kararını açıkladı. Bu karar, 14 Kasım’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ‘Milli Tarım Projesi’nin açıklanmasının ardından gıda güvenliğimiz adına atılan çok önemli bir adımdır.
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Yıldıray Gençer, “Bu kararın çıkması, tohumculuk sektörü için ikinci bir milattır” diyor ve ekliyor:
“Hububat başta olmak üzere bitkisel üretim şaha kalkacak, 1 milyon ton olan sertifikalı tohum üretimi kısa sürede iki katına çıkacak, kayıt dışı üretim ve kullanım sona erecek, Türk çiftçisi, Türk tarımı ve Türk ekonomisi kazanacak.”
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, ‘Milli Tarım Projesi’ni açıklarken, tohumda AR-GE’ye 10 kat destek verileceğini ifade etti. Bakanlar kurulu ise 2018 yılında tüm tohumlukların sertifikalı olacağı kararını aldı. Gıda güvenliği her zamankinden daha fazla hükümetin gündeminde. Toplum sağlığının temeli bu çalışmalarla sağlama alınıyor. Türkiye her alanda kendi özüne dönüyor.
“Bu kararlar, 2006 yılında yayımlanan Tohumculuk Kanunu’ndan sonra sektör için ikinci milattır” diyor TÜRKTOB Başkanı Gençer ve şunları söylüyor:
“Sertifikalı tohum; diğer kültürel önlemlerle birlikte yüzde 25’e kadar verim artışı, kaliteli ve pazarlama sorunu olmayan ürün demektir. Bu karar, Milli Tarım Projesi’nin ana hedeflerinden biri olan ürün planlamasının sağlanması, çiftçimizin kaçak ve sahte tohumlara yönelmemesi demektir. Türk çiftçisi ve tohumculuk sektörü artık geleceğe daha güvenle bakıyor.”
Türkiye 15 Temmuz alçak darbe ve işgal hareketinin ardından her yönü ile geleceğe daha güvenle bakıyor. Eğitimde, sağlıkta, güvenlikte, sosyal politikalarda artık Yeni Türkiye var.
Kahraman milletimize hayırlı olsun…
23 Kasım’da neler oldu?
1889 yılında ilk otomatik plâkçalar (jukebox) San Francisco’da bir salonda hizmete girdi.
1925 yılında Şura-yı Devlet (Danıştay) kanunu kabul edildi.
1935 yılında İstanbul-Haliç Şirketi’nin faaliyetine son verildi; vapur hizmetlerini İstanbul Belediyesi üstlendi.
1936 yılında İstanbul’da tramvay ücretlerine on paralık zam yapılması üzerine, Hüseyin Cahit Yalçın, İstanbul valisi Muhittin Üstündağ’ı mahkemeye verdi.
1938 yılında Adolf Hitler 5.000 markın üzerinde malı olan Yahudilere yüzde 20 oranında vergi koydu.
1946 yılında Fransız Donanması Vietnam’ın Hải Phòng kentini topa tuttu, 6,000 sivil öldü.
1954 yılında Bedii Faik Dünya gazetesinde, devlet bakanı Mükerrem Sarol’a hakaret ettiği iddiasıyla tutuklandı.
1963 yılında BBC Televizyonu, dünyanın en uzun süre yayınlanan bilimkurgu televizyon dizisi olan Doctor Who’nun ilk bölümünü yayına verdi.
1968 yılında Aroma Meyve Suyu fabrikası Bursa’da hizmete açıldı.
1970 yılında Türkiye’nin Ortak Pazar’a üyeliği için 22 yıllık geçiş dönemi öngören Katma Protokol, Brüksel’de imzalandı.
1971 yılında Çin Halk Cumhuriyeti temsilcileri, BM ve BM Güvenlik Konseyi toplantılarına ilk defa katıldılar.
1985 yılında DSP Genel Başkanlığı’na Rahşan Ecevit seçildi.
1990 yılında Tansu Çiller, DYP’den siyasete atıldı.
1996 yılında Etiyopya havayollarına ait bir yolcu uçağı kaçırıldı. Yakıtı biten uçak Hint Okyanusu’na düştü: 123 kişi öldü.