Sanıkları tutuklayan polisinden, iddianameyi hazırlayan savcısına; cezayı talep eden savcısından cezayı veren mahkeme başkanı ve üyelerine kadar hepsinin Fetöcü çıktığı bir mahkeme düşünün. Bu cübbeli eşkıyaların aldığı hiçbir kararı aklı başında, vicdan sahibi biri onaylayabilir mi?

İşte o mahkeme…Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcıları Sait Şahin, Bahattin Temel ve Milletvekili Adayı Fikret Gültekin hakkında açılan davanın iddianamesini hazırlayan Savcı Hakan Karaali, cezalandırılmalarını talep eden Duruşma Savcısı İsmail Tandoğan15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonraaçığa alındılar. Ceza veren Mahkemenin Başkanı Hadi Çağdır, Üyeler Mustafa Başer ve Mesut Özcan ise HSYK tarafından FETÖ üyeliğinden dolayı meslekten ihraç edildiler.

FETÖ mensubu bu savcı ve hakimlerin daha önce sanıklar hakkında verdikleri 6 yıl 3 aylık cezayı Yargıtay akıl almaz bir şekilde onadı.

Bir diğer olay… FETÖ’nün taleplerini karşılıksız bırakan iş adamlarını nasıl elindeki savcı ve hakimlerle cezalandırdığı artık hepimizin malumu. FETÖ’nüncezalarından nasibini alan iş adamlarından biri de Galip Öztürk. Terör örgütününisteklerine boyun eğmeyince mahkeme yoluyla kendisine kumpas kuruluyor. Fetöcü Avukat Yusuf Danyal, 10 milyon dolar vermesi karşılığında Öztürk’ün serbest bırakılacağını taahhüt ediyor. Bu teklifi reddeden Öztürk,nihayetinde müebbet hapisle cezalandırılıyor. Bu davanın Savcısı Muammer Akkaş, cezayı kesen Mahkeme Başkanı Müşteba Özbek daha sonra FETÖ mensubiyetinden dolayı meslekten ihraç ediliyor. Yargıtay bunların verdiği kararı da onadı.

HÜDAPAR Yetkilileri ve iş adamı Galip Öztürk’ün “yeniden adil yargılanma” talepleri geri çevrilmiş, FETÖ’nün uydurulmuş deliller ve yalan şahitler üzerinden savcı ve hakimleri eliyle açtığı mahkemenin kararını esas alan Yargıtay bu duruşuyla adalete olan güveni sarsmıştır.FETÖ’nün28 Şubat sürecinde işlediğimağduriyetlerin giderilmesini beklenirken aralarına yenilerinin eklenmesi vicdanları yaralamıştır.

Fetöcü hakimlerin Balyoz ve Ergenekon davalarında aldıkları kararlar ise iptal edilmiş, sanıklaratazminatlar ödenmiş ve yeniden yargılanma hakkı verilmişti. AynıFETÖ mensubu hakimlerin yukarıda bahsi geçen davalarda aldığı kararlar ise bütün itirazlara rağmen Yargıtay tarafından onanarak geçerli sayıldı. Yargıdaki bu çifte standarda derhal son verilmeli, davanın rengine bakmadan Fetöcü hakimlerin verdiği bütün kararlar yeniden gözden geçirilmeli.Tek derdimiz adalet, yaş ile kuruyu birbirinden ayırmak olmalı. Bunun tek yolu da sanıklara talep ettikleri yeniden adil yargılanma hakkının verilmesidir. Aksi durumda bu vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız.