Aylardır bu köşeden, Türkiye’mize ve Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a küresel güçler tarafından içimizdeki piyonlar kullanılarak operasyon çekilmeye çalışıldığını yazdım. Bugün ise son günlerde yaşanan olaylar silsilesini incelediğimizde ciddi manada ‘Erdoğan’ı itibarsızlaştırma’ çalışmalarını görmekteyiz. Olaylar silsilesini biraz irdelediğimizde, çok basit gördüğümüz fakat itibarsızlaştırma projesini direkt etkileyen gerçekten çok önemli olan bazı olaylar söz konusu;

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı’nın sağlık sorunları nedeniyle tahliye edilmesi. Kavurmacı’nın tahliye meselesinin esasen Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı bir operasyon olduğunu anlamamız için talimatın, FETÖ’den geldiğini bilmek lazım. Bir FETÖ toplantısında Cumhurbaşkanımız tehdit edilirken zat-ı muhteremleri elleri patlayıncaya kadar alkış tutuyordu. Sosyal medyadan ve sokaktan gördüğüm kadarıyla Kavurmacı’nın tahliyesi halkın vicdanını yaralamış durumda. Halk bu tahliyeyi sindiremediği gibi ilgililerin sessizliği de çabası olmak üzere sosyal medyada bir hesapların döndüğü ve “Bu duruma Cumhurbaşkanımız neden sessiz?” gibi soru ve yorumlarla birlikte operasyona hazır sosyal medya hesaplarının olayı kışkırtıp Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı itibarsızlaştırmaları gözden kaçmıyor. Öyle hesaplı vuruyorlar ki, birbirimizin sözünü korumaktan başka çaremiz yok. Onların başlattığını tamamlamayacağız.

Bir başka olay ise nevzuhur gazetecilerin ‘İslamcılık’ tartışması. Ben daha çok İslamcıyım sen daha az İslamcısın kavgası. Kim neyin kavgasını yapıyor bilmiyorum ama o kavga Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı yaralamaktan öte gitmez. Hem Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı itibarsızlaştırma hem de muhafazakâr siyaseti itibarsızlaştırma projesine hizmet eder. Reisçiler, Erdoğancılar, Tayyipçiler birbirine girmiş durumda. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı korumak için söyledikleriyle aslında yıprattıklarını bile fark edemiyorlar. Artık kavganız bitmeli toprak altımızdan kayıyor çünkü.

Son günlerde yaşanan bir başka Erdoğan’ı itibarsızlaştırma projesi ise, M. Kemal’in hedef tahtasına konmasıydı. M. Kemal üzerinden asıl hedef Erdoğan’ı itibarsızlaştırma projesine katkı sunmak. Toplumun sinir uçlarına dokunarak Arap Baharı benzeri bir baharla ateşiyle, Erdoğan bahar ateşi oluşturarak bu ateşe odun toplamak bütün amaç.

Geçen gün Amerikalı gazeteci küreselci memur M. Rubin’in Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ABD ziyaretiyle ilgili ; ‘’Erdoğan’ın Türkiye’den ayrılması şu aşamada riskli olabilir mi? Geri dönememe ihtimali olabilir mi? ‘’ diye attığı tweetle yukarıda saymış olduğum itibarsızlaştırma projelerini birleştirdiğinizde sizin kafanızda ne canlandı ?! Evet aynen sizin kafanızda canlandığı gibi. Küreselcilerin Erdoğan’ı itibarsızlaştırma projelerini tek tek hayata geçirerek halkı; Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a karşı kin ve öfkeyle doldurup 2019 seçimlerine şimdiden hazırlanmak ve olası bir suikastta halkın tepkisini yumuşatmak.

Allah’a yemin olsun ki biz bir daha köle olmayacağız ve dedelerimizin düştüğü yanlışa düşmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı Abdulhamid’in, Menderes’in yalnızlığında bırakmayacağız ve onu kimseye yedirmeyeceğiz.