Malumunuz, AK Parti il ve ilçelerde kongreler yaparak parti içerisinde değişim ve dönüşüm üzerine çeşitli çalışmalar yapmakta. Bu süreç içerisinde AK Partili veyahut AK Parti’ye sempati duyan genç kardeşlerimden mailler almaktayım. Bu mailler genellikle il ve ilçe yönetimlerinde gençlere yeterince yer verilmediği üzerine. Tabi tüm il ve ilçeleri kastetmiyorum. Bu genç arkadaşların maillerinden yola çıkarak yapmış olduğum araştırmalarda yönetim listelerinde ciddi anlamda “Genç” ve “Kadın” kotalarının eşit paylaşımı noktasında problemlerin olduğuna şahit oldum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın %30 gençlik kotası ve %30 kadın kotası hassasiyetini uygulamayan listeleri görmek ayrıca beni üzdü.
AK Parti’nin kuruluş felsefelerinden en önemlisi olan geleceği ihya ve inşa etmek bu değişim ve dönüşüm süreçlerinde ancak başarıya kavuşturulabilir. Bazı il ve ilçeler bu durumu ciddi bir hassasiyetle gözetirken bir kaçı ise gerçekten beni şaşırttı. Bu kotaların konulması özellikle kadınlar ve gençler üzerindeki asimile hareketleri engellemek ve bu kitleleri kuşatmaya çalışan tehlikeli dalgalardan uzak tutmaktır. Kadınlar günü vesilesiyle Taksim’de yapılan yürüyüşü ve açılan ahlaksız pankartları hatırlatmama gerek yok sanırım. Eğer kadınlara gereken önemi veremezsek gelecek adına önünü alamayacağımız problemler yaşarız. Gençlik meselesi ise daha çok önem arz etmektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan için ve gelecekleri için güzel günler görme inancıyla ölümü keskin bir bıçak gibi sırtlarında taşıyarak eylemlerden eyleme koşan bu gençliği görmezden gelme ve bunların yönetimlerdeki kotalarına ipotek koymak bu gençlerin inancını zedeler.
Bugün belirli çıkarlar uğruna yönetimlerinizde gençleri ikinci plana itmek demek o gencin farklı çevrelere ilgisinin artmasına sebebiyet vermek demektir. Emin olun bugün gençliği kuşatan dalganın farkında değilsiniz. Bu dalga ne PKK ne de FETÖ benzeri terör örgütlerine benziyor. İşin trajikomik tarafı ise bu dalga evlerinizde yayılıyor, gelişiyor ve büyüyor. Farkında olduğunuzda umarım geç olmaz. Ahlaki ve dini değerler düşmanlaştırılırken, cinsellik, eş cinsellik, alkol ve her türlü bağımlılık yaratan maddelerin kullanımı meşrulaştırılmakta. Tamamen haz merkezli, zevk merkezli, ben merkezli bir yaşama biçimi gençler arasında hızla yayılmakta. Siyasiler, bürokratlar, yöneticiler, başkanlar, teşkilatçılar vs. vs. durumun hassasiyetine varmalı ve iki önemli kitle olan “Kadın” ve “Gençlik” bir takım çıkarlar uğruna feda edilmemeli. Yarın bir gün bu dalga sizi de vuracak ve o zaman eyvah para etmeyecektir…