Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Gazi ve Şehit Yakınları Atama FETÖ’yle mücadele ile ilgili olarak şöyle bir cümle kullanmıştı: “Kendi siyaset arkadaşlarımdan, muhalefet partilerinden, iş dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından her çevreden pek çok kişi bunların üzerine çok gittiğimi, kendilerine haksızlık yaptığımı bana söylüyordu.Sadece milletim beni bu mücadelemde kayıtsız şartsız destekledi.

Ne utanılası bir söz değil mi? 2012’den 2014’e kadar Sayın Erdoğan’ın üstü kapalı yürüttüğü savaşta Cumhurbaşkanı’na (o dönem Başbakandı), yanındaki birçok arkadaşı, dostu, partili belediye başkanları, milletvekilleri pek yardımcı olmadı; belki böyle bir savaş olduğunu kavrayabilecek sezgisel yetenekleri eksikti.

Kimileriniz il başkanı olduğu partinin selametini düşünüyor, kiminiz başında bulunduğu sivil toplum kuruluşunun menfaatini, kiminizse bağlı bulunduğu cemaat büyüklerinin geleceğini ya da o cemaatteki yerini…

Yasal veya yasa dışı dinleme, izleme, raporlarla elde ettiği bilgileri tehdit-şantaj olarak kullanmak ve Türkiye’de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini, mülki ve adli yapısını ele geçirmek, aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük, etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline getirmek olan bir yapıdan, bir terör örgünden bahsediyoruz.

Bu terör örgütüne, bu yapıya karşı mücadelede de öncü elbette Sayın Cumhurbaşkanımız. Peki ama onu yalnız bırakanlar kim? Aramızda olanlar, demokrasi nöbetlerine katılıp FETÖ’yle ilişkili şirketlere, kişilere koltuk çıkanlar kim? Cumhurbaşkanımızın paralelle mücadeledeki heyecanı, kararlılığını diğer siyasilerde neden göremiyoruz? Bunları sormakta epey gecikmiş olduğumu düşünülebilirsiniz. Benim bu soruları sormamın bir anlamı var.

Tekrar soruyorum: Türkiye’de Erdoğan’ı FETÖ ile mücadelesinde yalnız bırakanlar kim? Siyasette Sayın Erdoğan’ın bu kararlı duruşunu aşağıya indirmek için kimler gayret sarf etti? Kamu bürokrasisinde kimler gayret etti? Ve yerel yönetimlerde kimler gayret etti?

Bu tarz soruları sormaya devam edeceğiz. Ta ki cevaplarını bulana kadar.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında yine açık ve net anlıyoruz ki iyi ki Sayın Erdoğan vardı ve hala var. O bize Allah’ın bir lütfu diye boşuna demiyoruz. Sayın Erdoğan’ın bu konudaki kararlı duruşu olmasaydı bu oyun anlaşılmayacaktı. Bu konudaki kahramanımız Sayın Cumhurbaşkanıdır. Devletin Bekasının zirvesi Sayın Erdoğan’dır…