Özgür Suriye Ordusu ile Türkiye’nin ‘Fırat kalkanı’ operasyonunun El Bab kısmı, şer güçlerinin ummadığı bir başarıyla tamamlanıp sıra Münbiç’e gelince hararetten motorları su kaynattı.

Öyle ki Türkiye’ye, Fetö kripto elemanları ile darbe ile işgal girişiminde bulundular ve bu girişim ellerinde patladı. Ardından ‘Olsun Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflattık ya’ diyecekleri anda ‘Fırat Kalkanı’ harekâtını başlatınca, bölgede her tür melanetin altını besleyen ABD ve Almanya’nın şirazesi kaydı…

Karısını kaybedince ne yaptığını bilemeyip baldızına sarkan adam gibi kendi sarhoş başının derdine düşen Rusya’nın güvenilmez olduğunu, ne zaman, nerde, ne yapacağının belli olmayacağını acizane ben bu mütevazi köşemden birkaç defa yazmıştım. Mesele Münbiç olunca Rusya’ya güvensizlik gerekçemiz ortaya çıkmış oldu.

Küresel Güç denilen modern zaman firavunları bütün bu filmleri, Suudi Arabistan, İran, Mısır, Pakistan ve Türkiye olarak İslam coğrafyasının omurgasını, kalbini, beynini, hayati organlarını oluşturan 5 ülkesini, Afganistan işgali ile başlattıkları stratejileri ile kaotik bir ortam içine sürükleyerek, psikolojik abluka altına aldılar.

Stratejilerinin sosyolojisini, etnik ve mezhep çatışmasına uygun şekilde oluştururken, Türkiye’yi AB üyeliği hikâyesiyle oyaladılar. İran’ı nükleer bomba hikâyesi ile ambargo altına alıp ekonomik olarak boğmaya çalıştılar. Pakistan’ı Afganistan hikâyesiyle istikrarsızlaştırarak izole ettiler. Suudilerin başına Yemeni bela ederek korkuyla, Mısır’ı darbe ile denklemden çektiler…

En son oluşan kompozisyon içinde Rusya, kendisinin üzerindeki baskıdan kurtulabilmek ve Suriye de elde ettiği stratejik mevziiyi kaybetmemek için tek tek İran’ı, Türkiye’yi, Suudi Arabistan’ı feda edebilir. Aynı şekilde ABD de, her birini tek tek stratejilerine feda edebilir.

Ve fakat Rusya ve ABD, bu birlik olmuş 5 ülkeyi birlik yada, ikisini, üçünü birden kaybetmeyi asla göze alamazlar.

ABD, yeni başkanı ile birlikte, stratejilerinin yeni planlarını nasıl uygulayacağının işaretini, bir önceki strateji içinde rol verdiği İran’ı denklemden çıkararak verdi. Tamamen denetimine Fetö darbesi ile alamadığı Türkiye’nin alanını, harekât kabiliyetini,  PKK&PYD&DEAŞ gibi terör örgütlerini, Suriye Nusayri rejimini, Irak kukla yönetimini ve Rusya’yı kullanma yöntemi ile belirlemeye çalışmaktadır. Münbiç önemlidir.

Münbiç olmadan ne El Bab’ın nede Afrin’in stratejik bir önemi olmaz. Hatta Rakka ve Halep’i denetleyebilecek stratejik mevzi Münbiç’dir. Gelinen nokta itibarı ile hiç zaman kaybedilmeden, Türkiye, İran ve Suudi Arabistan’ı, hem Irak ve hem Suriye konusunda, uygulamaya koyacakları üç ülkenin menfaatlerini/çıkarlarını merkeze alan bir aktif dinamik stratejik planı ‘Fırat kalkanı harekâtı’ hızında devreye koymalıdırlar.

Süleyman Şah Türbesinin statüsü çok önemli bir argümandır ve mutlaka politik stratejik plan içine dâhil edilmelidir. Şimdi başkalarının stratejik hesaplarına göre hareket zamanı değildir. Uygulama gerçekliği ve sosyolojisi anında tezahür edebilecek planı ansızın uygulamaya koyarak ancak mevzi elde edilebilir ve elde edilen  mevziler korunabilir vesselam….