Ülkemizde ve dünyada özelde futbol, genelde ise kitlelere hitap eden tüm sporların, sadece spor olduğu zamanlar çok gerilerde kaldı. Kitleleri yönlendirmek, gündemi değiştirmek, vitrine çıkmak, para aklamak, ideolojiyi yaymak vb. birçok şey için özellikle futbol paravan olarak kullanılıyor.

Hiç kimsenin tanımadığı, varlığından haberdar olmadığı, itibar göstermediği bir kişi, büyük bir kulübün yönetimine girdiğinde ya da başkanı olduğunda kısa sürede ülkede herkesin tanıdığı, sözüne değer verdiği biri hâline geliyor. Hâl böyle olunca da futbolun patronları için futbol, sadece spor olmaktan çıkıyor; devlete meydan okuma, ihale peşinde koşma, para aklama vb. alanına dönüşüyor.

Son yıllarda birileri Galatasaray üzerinden devlete ve devleti yönetenlere meydan okuyor. Devletin imkânlarını tepe tepe kullanan, devlete karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyip devletten sürekli kıyak bekleyen ve bunun da karşılığını gören Galatasaray Kulübü, yönetimi ve üyeleri; devlete, devlet yöneticilerine ihanet edip -bunu ağır bulduysanız- en basit ifadeyle vefasızlık örneği sergiliyor her platformda!..

Ekonomik olarak batmış, bitmiş bir Galatasaray’a büyük bir stadyum ve spor kompleksi hediye eden hükûmete ve dönemin Başbakan’ı olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a Türk Telekom Arena’nın açılışında çok büyük saygısızlık ve vefasızlık örneği sergilenmişti.

Şimdi de ülkeye ihanet etmiş, darbeye kalkışmış; yüzlerce insanımızın şehit, binlerce insanımızın gazi olmasına sebep olmuş FETÖ’nün üyesi Hakan Şükür ve Arif Erdem’in ihraç talebini reddetmiş bir Galatasaray Genel Kurulu var. Devlete, millete ihanet edenleri, TC devletine tercih eden bir kulüp ve üyeleri… Özellikle Doğan Medya mensubu da olan Kadir Çetinçalı’nın FETÖ’yü ve FETÖCÜ futbolcuları aklayıp devleti suçlayan, tahrik edici konuşması ve üyelerin alkışlı desteği affedilir gibi değil. Bir de İzmir Marşı’yla devlete ve yöneticilerine aleni meydan okuma…

Bu, ilk değil ve Galatasaray’a bu zihniyet hâkim olduğu sürece de son olmayacak. Devlet, behemehâl bunun gereğini yapmalı ve ucu nereye giderse gitsin bunun bedelini ödetmelidir. Yönetim kurulunun gelen tepkiler üzerine acil toplanıp “aidatlarını ödemedikleri” gerekçesiyle üyeliklerini düşürmesi de yapılan rezaleti örtmeyeceği gibi hafifletmez de…

Yaşanan bu olaydan sonra devlet -zaten yapmaması gereken- kulüplere sağladığı kolaylıkları, ekonomik yardımları, vergi aflarını gözden geçirmeli!.. Zira yerli yabancı futbolculara milyonlarca dolar verebilen, transfer dönemlerinde para harcama yarışına giren bu kulüplere verilen hiçbir desteğin hak olduğunu düşünmüyorum. Bu ülkede bu paraların kullanılabileceği çok daha hayırlı ve gerekli alanların olduğu kesin!.. Üstelik verilen desteklere, yapılan kıyaklara rağmen kulüplerin bu ülkeye sağladığı hiçbir katma değer ve dişe dokunur uluslararası başarı -UEFA Kupası istisnası dışında- yok. Reklam, ülke tanıtımı demeyin sakın!.. Onların yaptığı reklamın katbekatını THY yapıyor, hem de ülkeye sürekli para kazandırıyor.

Yazının başlığına bakıp küfür, hakaret edeceklere unutmadan söyleyeyim: Ben Galatasaray taraftarıy/d/ım!..

Selam ve dua ile!..