On yedi-on sekizinde gençler. Lise öğrencileri. Hemen hepsi Anadolu’nun köylerinden seçilme. Toprak kokuyorlar. Çileli insanların evladı. Hatırlatayım; kentsoylular pek tercih edilmez askeri liseler için. Devşirilmeye müsait, formatlanması kolay taşralı çocuklar uygundur Kuleli’ye, Işıklar’a.

15 Temmuz gecesi, Çengelköy sokaklarındaydı bu taşralı gençler. Üniformalıydılar. Ellerine silah tutuşturulmuştu. Emir alır almaz, yaşıtlarına kurşun sıktılar, kardeşlerinin hayallerini yıktılar, ümitlerini yerle bir ettiler. Anneleri babaları yaşındaydı yaraladıkları, katlettikleri siviller. Bir de karakol bastılar.

“Ama kandırıldılar, ama tatbikat var diye çıkarıldılar” nevinden açıklamalar, silahsız insanın başına sıkmayı, savunmasız esnafı kurşuna dizmeyi, kendisi gibi gencecik ana kuzularını infaz etmeyi makul göstermeye yetmiyor. Unutun, gitsin!

Unutmamamız gereken konu başka: Milletin bağrından çıkmış delikanlılar, nasıl milletine kurşun sıkabilir hale geldi? En çok üç yıl önce, sofralarına oturdukları, yardımlarını gördükleri halka, olağan tatbikat zayiatı gözüyle bakmayı nasıl öğrendi bu delikanlılar? Ne oldu da, bu kadar kısa süre içinde bu kadar tepeden bakmaya alıştılar?

Elimde sıkı raporlar var. Detaylarını sonra paylaşmayı düşünüyorum. Askeri eğitim tam bir kapalı kutu. Sivillerden devşirilen saf delikanlılar sivilleri küçümsemeyi öğreniyorlar ilk olarak. Milletin iradesinin hep yanlış olduğuna ikna oluyorlar yıllar içinde.

Şu meşhur ‘Gençliğe Hitabe’nin meşhur cümlesini ince ince hazmediyorlar: “Memleketin dâhilinde, iktidara sahip olanlar [yani milletin seçtiği Menderesler, Özallar, Erbakanlar, Erdoğanlar] gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler.” Yani, milletin seçtiklerinin gaflette, dalâlette, hıyanette olup olmadığına karar verecek olan, yalnız ve yalnız askeri okul gençliğidir. Anlayacağınız, genç[subay]lar, çoğunluğun seçtiği de olsa, hangi ahval ve şerait içine olursa olsun, kendilerine Türk İstiklal ve Cumhuriyetini koruma vazifesi çıkarmalılar(!)

Bu sistematik ve sürekli provokasyonun nasıl da eyleme döküldüğünü anlamış olmalısınız. Anlaşılan o ki, darbeler ‘zihinsel’ bir sorundur. Sadece siyasal değil. TSK’nın her mensubunu milletin ne olursa olsun yanlış tercihlerde bulunacağına inandıran bu kapalı eğitimin şeffaflaşması gerekiyor.

Kuleli Askeri Lisesi, şu an kapalı. Diğerleri gibi. Acı da olsa, bir 15 Temmuz kazanımıdır bu… Askeri liseler ve harp okulları yeniden açıldığında, bu zihni bertaraf etmemiş olursak, yine‘kapalı kutu eğitim’ sürerse, 15 Temmuz şehitlerine ve gazilerin ayıp edeceğiz…

Etmeyiz değil mi?