Mevcut yasaları, kurumları çalıştırmak yerine, yeni isimlerle aynı uygulamaları getirmek konusunda üstümüze yok. Son örnek Sağlık Bakanlığı’nın ‘Karatay kriterleri’ diye medyaya yansıyan çalışması.

Rivayete göre Sağlık Bakanlığı, medyatik uzmanların tartışmalı sağlık öğütlerine önlem olsun diye ‘Ekran sertifikası ve akreditasyon’ şartı getiriyormuş. Yani bakanlığın, RTÜK’ün listesinde olmayan doktor ekranda görünmeyecek.

Halk sağlığını korumada, yeterince uygulanmadığı için sonuç alınamayan, bir ton yasamız varken bu uygulama yeni sorunları da beraberinde getirecek. Bir kısım tıp insanı “Diplomayı bakkaldan mı aldık?” derken bir kısmı da “Biz akredite doktoruz, devletin onayladığı ekran yüzü olan doktorlarız” diyerek vizitesine zam yapacak. Yeni bir ekran rantı, sağlık tekeli oluşacak.

Ekrana çıkacak uzmanı belirlemek için 20 kişilik bilim kurulu kurmaya, yeni bir kurum açmaya gerek yok. Buna yayın organlarında görev yapan deneyimli bir sağlık editörü karar verir. Batıda böyle.

Halkın sağlığını tehlikeye atan insanlar ekrana, radyoya, gazeteye çıkıyorsa birileri işini iyi yapmıyor demektir.

Mesela RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, halkın sağlığını korumak için uzun süredir çabalıyor ama onu duyan yok. RTÜK’ün ceza verdiği yayınların yüzde 71’ini reklam ihlalleri oluşturuyor. Reklamlarla ilgili müeyyidelerin çok büyük bir bölümünü de genel sağlığı tehlikeye düşürecek yayınlar oluşturuyor. Bu yayınlar son 2-2.5 yıldır zirvede.

Hatta bununla ilgili paket programlar yapılıyor. Bu paket programların yayınlanması için belli televizyonlara para veriliyor. Güya sağlık programı adıyla belli tür ürünlerin reklamını ve tanıtımını yapan yayınlar yapılıyor. Bununla RTÜK belli bir noktada mücadele ediyor. Fakat çok başarılı olamıyor, çünkü Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu ürünlerin üretimine lisans veriyor. Lisans verilip üretildikten sonra artık onun pazarlanmasına, satışına karışmıyor.

En çok sorun olan, gıda takviyesi olan bir ürünün sağlık atfı yapılarak, “Şu hastalığı iyileştirir, şu hastalığa iyi gelir” denilerek satılması, reklamının yapılması, yanıltıcı ve yasaktır. Ancak bir de bakıyorsunuz Tarım Bakanlığı onu gıda takviyesi diye belirtmeye izin vermiş.Ürünler belirlenen alanda kalmıyor. Burada bir çelişki var.

Sağlık Bakanlığı’nın elinde geniş yetkileri var. Bu reklamları durdurma, yasaklama, o ürünleri toplatma gibi. Fakat bu da yeterli olmuyor.

Dünyanın her yerinde ilacın reklamı yasak. Türkiye’de bu kural sık sık ihlal edilir ama önlenemez. Çünkü Sağlık Bakanlığı ‘reçetesiz satılabilen ürünler listesini’ RTÜK’e vermiyor. Buradayazılanların çoğu, RTÜK Başkanı Dursun’un her gittiği programda, bilimsel toplantıda dile getirdiği yakınmalar. Eksiği var fazlası yok.

Bu konuda iyi doktorların da kusuru var. Ekranlara, gazetelere çıkamayan, haber olamayan o kadar değerli tıp insanı var. Onların çıkıp, birikimlerini aktarması önemli.

Yayın organları da belli kişilere ekranlarını, sayfalarını kiralamaktan vazgeçmeli.