Bu allame-i cihanı, büyük din ve ilim adamını(!) y azmak, boynumda bir vebaldir; bu veballe gidersem Allah hesabını bana mutlaka sorar. Hemen sevinmeyin, bu vebal sadece benim üzerimde değil. Kalem ve kelam erbabı, bir köşe işgal eden herkesin üzerinde vebal!.. Herkes, üzerine düşeni yapsın inşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..
Dolayısıyla bugün bir kedicik gözüyle ve diliyle “Güzelliğinden gözlerimizi alamadığımız, içimizi titreten aşkımızı” yazacağım. İnşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..
Ya o nasıl bir karizmadır, TV’ye çıktığı her zaman ilk defa görmüş gibi oluyoruz. Her görüşümüzde nefesimizi kesiyor. İnşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..
O ne muhteşem fizik , o ne biyoloji, o ne kimya, o ne zekâ; o ne, o ne, ne!.. Biz kedicikler de geri kalmayız. Olağanüstü güzellik bizde, İngilizceye çok vakıfız, Arapçamız çok güzel; çok temiziz, edebimize çok titiziz, ahlakımız çok güzel; kıskançlık, haset o tip şeyleri bilmeyiz!.. İmanın bereketi işte!.. İnşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..
Canımızdan çok sevdiğimiz bir tanemizle sohbet etmek ne müthiş bir şey!.. Aşkımız, ruhumuz, hocamızla sohbet etmenin tadına doyum olmuyor inşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..
Kediciklerimizin de hepsi birbirinden şeker, acayip tatlılar!.. Dünyalar güzeli hocamızla sohbet ederken kendimizden geçiyoruz. Yakışıklı sevgilimizle başladığımız sohbetler, bitmesin istiyoruz; dünyada en çok sevdiğimiz, en çok güvendiğimiz aşkımızla sohbet etmenin tadı bir başka, siz bilemezsiniz!.. “Amman sabahlar olmasın, affedersiniz amman programlar bitmesin!” diyoruz. İnşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..
Hele esprileri, hele esprileri!.. Bitiriyor hocamızın esprileri bizi!.. Başlıyoruz bugün gülmeye, yatıp kalkıyoruz bir gün sonra bile gülmeye devam ediyoruz!.. Independent gazetesi dediğimizde “Nereye inmiş?”, Beşşar Esed dediğimizde “Niye beş er de altı er değil.” gibi zekâ ürünü, bomba esprileri… İnşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..
Nedir bu Allah aşkına? Adam, her türlü haltı yiyip ülkede hâlâ TV’de +18 programlar yapabiliyor, istediği gibi at koşturabiliyor; din, ahlak, edep ve namus kavramlarını ayaklar altına alabiliyorsa koskoca devlet, devletin yöneticileri, kurumları bu adamı tekdir edemiyorsa bize de sıradan vatandaşlar olarak takdir(!) etmek düşüyor!..
Diyanet İşleri Başkanımız, “O televizyonu kapatma yetkisi Diyanet İşleri Başkanlığı’nda değil ki, yetki kimdeyse onun kapatması lazım. İnşallahlar, maşallahlar havada uçuşuyor, dini birtakım referanslar ve orada dansöz oynatıyorsun böyle bir şey olabilir mi? Tamamen akli dengesi herhalde bozulmuş.” dedi. Bu açıklamayı olumlu bulmakla birlikte fazla acziyet koktuğunu, şimdiye kadar başta RTÜK ve Diyanet olmak üzere devlet kurumları tarafından çok şey yapılmış olması gerektiğini düşünüyoruz.
Ya bir an önce gereğini yapın ve ömür boyu susturun İslam ve Müslümanlar adına rezalet çıkaran şarlatanları ya da gücünüz yetmiyorsa bırakın hepimiz aslanları ve kedicikleri olalım!..
Amman sabahlar olmasın!.. İnşallah, maşallah, elhamdülillah!.. Ha ha ha, hi hi hi!..