Gazetecilik adrenalin gerektirir. Olaylar ve olayların içinde araştırma yaparak gerçeği milletin önüne koymak gazeteci için keyifli anlardır. Savaşın ortasında bile özel ve önemli görüntüleri yakalamak ve bunları tüm dünyanın bilgisine sunmak hayati risk altında gerçekleşse bile görevini yapmanın mutluluğunu verir gazeteciye. Böyle anları yakalamak gazeteci için arzudur da aynı zamanda. Her gazeteciye nasip olmayan olayları yaşar bazı gazeteciler.
İşte böyle bir günü yaşadı 15 Temmuz alçak ihanetine tanık olan gazeteciler Türkiye’de… Tarihte görülmemiş bu ihanet her gazetecinin tanık olabileceği bir ihanet değildi. Bu ihanete tanık olan medya mensupları ihanetin tüm detaylarını görsel ve yazılı kayda geçtiler. Televizyonlarda, gazetelerde veya sosyal medyada gördüğünüz tüm görseller ve yazılar işte o ihaneti kayda alan gazetecilerin emeğindendir.
Haber ajanslarını bilirsiniz. Ajanslar, haberleştirdikleri yazılı ve görsel her şeyi tüm medyaya servis ederler. Esasen medyaya çok önemli hizmetler verirler. Bu nedenle Haber ajanslarının önemi her ülkede çok büyüktür.
FETÖ İhanet şebekesi bu nedenle Türkiye’de önemli bir alt yapı oluşturarak haber ajansı kurmuştu. Bu haber ajansının adı da Cihan Haber Ajansı idi. 17-25 Aralık itibari ile ihanetin belirtileri ortaya çıktıktan sonra ihanet çetesinin medya organlarına kayyum atanmıştı. Cihan Haber Ajansı kayyumları da tüm yönetimi değiştirmiş, yeni yönetim ekibi oluşturmuşlardı. Kayyum tarafından atanan yeni ekip de tüm ajansı yenilemek üzere yoğun çalışma yürütmüş ve bu yönde ajans milletin sesi olma yolunda değişim yaşamıştı.
Kayyumlar ihanet şebekesinin elinden alınan Cihan Haber Ajansı’nın Ankara temsilcisi olarak 1 Haziran 2016 günü beni görevlendirmişlerdi. Hamdolsun ben de Kayyum yönetiminin desteği ile Cihan Haber Ajansı Ankara’da yeni yapıyı tamamlamış ve benden önce günde 3 haber akışı varken günlük haber akış sayısını 140’a çıkarmıştım. İhanet çetesinden kurtulan Cihan Haber Ajansı, milletin ajansı, milletin sesi olmuştu. Gece gündüz demeden çalışıyorduk.
15 Temmuz ihanet gecesi İstanbul’daki televizyon programımda canlı yayında idim. Alçak ihanetin yansımaları daha netleşmeden, Cihan Haber Ajansı’nın çiçeği burnunda genel müdürü Seran Sargur tüm ekibi toplamış ve beni de çok acil göreve çağırmıştı.
İhanetin boyutlarını görüntülü ve yazılı tüm dünyaya duyurmada gazeteci için en önemli fırsat anı idi bu çağrı. Zaten tüm televizyondaki program akışı da değişmeliydi. Ben de haber ajansından tüm medyaya haber ve görüntü geçmede tarihi anı yaşamalıydım. O gece yüreğime doğan mücadele cesaretini tarif edemem. Anlatılmaz sadece yaşanır. Vatan için ölümüne milli iradenin direnişini yansıtma zamanı idi. Tabi ki acil görev yerime gittim. Cep telefonuma Ankara’dan ve İstanbul’dan görüntüler de akıyordu. Hemen Genel Müdür Serana Sargur’u bilgilendiriyor ve bu görüntüleri Görüntü koordinatörümüz Suat Kozluklu ile tüm medyaya servis ediyorduk. Ankara merkezimizi de koordine ediyor, tüm ekibimizin sahadaki çalışmalarını anında dünyaya geçiyorduk.
İhanet çetesinin kurduğu ancak Kayyum ile Milli İradenin emrine verilen Cihan Haber Ajansı o gün geçtiği haber ve görüntüler hala birçok medyada yayınlanıyor. İhanet gecesi Cihan Haber Ajansı’nın üstünde savaş uçakları 5 kez ses bombası patlattılar. Bizler patlayanı gerçek bomba sanmış ve hepimiz abdestimizi alarak şehadeti bekleyerek yayınlara devam kararı almıştık. Bizler merkezde, ekibimiz sahada ihanet gecesine çok yakından tanık olmuştuk… Tüm ekip 4 gün ve gece hiç uyumadan, sadece arada gözlerimizi dinlendirerek çalıştık. İhanetin boyutları için özel haberlerle dünyayı bilgilendirmeye devam ettik. Taa ki, Kayyum yönetimindeki Cihan Haber Ajansı’nın 27 Ağustos 2016 günü KHK ile kapatılana kadar.
ihanet gecesi kayyum yönetimindeki Cihan Haber Ajansı’nın kahramanları.
Genel Müdür Seran Sargur, Görüntü Koordinatörü Suat Kozluklu, Yazı İşleri Müdürü Mücahit Okur, Bendeniz Ankara Temsilcisi Hasan Taşkın, Haber Müdürü Ömer Erdem, Yurt Haberler Müdürü Mustafa Yıldız, Editör Hüseyin Can, İnternet haber sorumlusu Rıza Gereniz, İstihbarat sorumlusu Bulut Mülhim.
Bu kahramanların çalıştıkları döneme ait alacakları ödenmedi, hala duruyor. Ama zaten hiç birimiz para için o mücadeleyi vermedik. Ama devlet, hakları teslim etmekle yükümlüdür.
15 Temmuz şehitlerini ve tüm şehitleri rahmet ve minnetle anıyorum. 15 Temmuz direnişini dünyaya duyurmada emeği geçen tüm gazetecileri de yürekten kutluyorum. O gece bedeni ve yüreği ile direnen her bir vatandaşımıza da şükranlarımı sunuyorum.
Her birinin 15 Temmuz direnişinde ayrı bir hikayesi var. Hepsi saygıya layıktır. 15 Temmuz, bizim neslin Çanakkale destanıdır.
Bu destanı unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Selam ve dua ile..