Anlaşılmayan şey şu: Türkiye’nin güvenlik sorunu her şeyden önce gelir! Yaşadığımız olağanüstü zamanların tek ve doğru izahatı bu.

“Misak-ı Milli sınırları içinde mutlu-mesut yaşayalım” diyerek neredeyse bir asırdır ülkeyi kafese tıktılar. Ne yurtta, ne cihanda sulh olmadı. Fakat şunu bir türlü kabul etmediler; Misak-ı Milli dedikleri sınır Halep’ten, Süleymaniye’den, Selanik’ten başlar.

Bin kere söylendiği ve bu oranda anlaşılmadığı gibi…

Büyük Şeytan’ın, tahrik ettiği ekürisi Macron’un, altmış bin ABD askerini ülkesinde barındıran Merkel’in ve diğerlerinin büyük saçmalığının altında yatan şey bu gerçeğin hazmedilememesi…

Bu millet, 15 Temmuz’da tam bağımsızlık kararlılığı ile meydanları doldurmuştu. Bunu 30 yıl önce de yapabilirdi ama Büyük Şeytan içeride olduğu için hareket edemiyordu. Hırsız içeride olunca kilit bir işe yarar mı! Biraz hareket etmeye kalksa gece darbesi geliyordu.

Bu ülkenin Başbakanı Bülent Ecevit’i zehirlemediler mi? Biz Ecevit’i hastalandı, yaşlandı, bitti zannediyorduk…

Ama hiç şüphe yok ki, Ecevit’i ABD öldürdü.

Şimdi elindeki bütün oyuncaklar alındığı için saçmalıyor…

Gazetelere manşet attır…

Askerlere muhtıra verdir…

İrtica raporu hazırlattır…

İş adamlarına talimatla bağlı oldukları STK’lar eliyle saçma sapan ilanlar yayınlattır…

Kırmızı Surat’ın, haftada iki kere Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinin altında yatan budur: Konuşmak zorunda, başka ne yapabilir ki!

İşte Yeni Türkiye’nin, Sayın Erdoğan’ın gücü buradan geliyor.

Tam bağımsızlık iradesini 1975’te kullanabilse, kara 12 Eylül’de kazanılmış haklardan geri adım atılmamış olsa idi…

Şimdi bambaşka gündemlerle meşgul olacaktık!

Hatırlayın…

Büyük Şeytan, 17-25 Aralık’ta bile bu ülkede çok güçlü idi. Medyası, askeri, gizli gündemi, STK’ları ile…

Doğrusunu söylemek gerekirse…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni iktidar oluyor! Neden? Çünkü güç dengesi ancak yeni sağlanabildi.

Artık oyun kurucular değişti: Medyası, askeri, STK’sı ve diğer unsurları ile bu ülkenin evlatları kendi kaderine el koymuş oldu.

Buna demokrasi denilmezmiş…

Ya ne denir?

Onlar, yıllarca -kaba tabirle- en faşizan uygulamalarla milletin canına okurken bunun adına demokrasi diyorlardı…

Şimdi millet kendi kaderine el koyunca…

Bu olup bitenler hiç de demokratik değilmiş…

Ortadoğu’ya ilk ateş topunu, kendisinin ‘Tanrı’ tarafından görevlendirildiğini iddia eden Bush atmıştı. O tarihten beri bu ateş bütün coğrafyayı yakmaya devam ediyor.

Trump’ın ekibini sürekli değiştirmesinin sebebi nedir sizce? ‘Evangelist dış politika’ gemisinin su almasıdır.

Ortadoğu politikası çöktü Büyük Şeytan’ın…

Bunu tutarsız açıklamalarından anlıyoruz:

-Irak’tan çok erken çekildik. Daha kalmalı idik.

-Suriye’den yakında bütün askerlerimizi çekeceğiz.

-DAEŞ’in elinde tuttuğu toprakları temizleyinceye kadar oradayız.

-PYD, PKK değildir. SDG de… Ama PYD ve SDG unsurlarının üst yapısı olan PKK terör örgütüdür.

-Türkiye’nin güvenlik sorununu anlıyoruz. Fakat terörle mücadele etmesin. Bir yolunu buluruz.

-Suriye’de kimyasal saldırı olursa duruma vaziyet ederiz…

Falan filan…

Artık kral çıplak!

Artık belge ve bahane uydurup saldırma dönemi sona erdi.

Büyük Şeytan için nasıl bitti ise…

Tasmasının sahibi İsrail için de bitecek…

………………………..

NOT: İnsanlığın baş belası İsrail, Gazze’deki Filistin Toprak Günü’nde sivillere saldırdı. Çok sayıda masum hayatını kaybetti, binlerce Filistinli yaralandı. Fokseverler, cazseverler, kızseverler, pozseverlerin kılı -yine- kıpırdamadı. Veyl olsun!..