Türkiye’nin devamlı bir seçim atmosferi içerisinde olması belki birçok açıdan bizleri olumsuz etkileyebilir. Lakin insan iyi ki 31 Mart seçimleri iptal edilmiş demekten kendini alamıyor. Şöyle ki bizler buradan ne kadar yazsak ta çizsek de bir yere kadar ulaşabiliyoruz ve bir yere kadar gerçekleri gösterebiliyoruz. Sonrası gördüğüyle bildiğiyle amel ediyor. Az biraz kafasını yorup 31 Mart öncesi İmamoğlu ittifakı ile 31 Mart sonrası İmamoğlu ittifakı arasındaki farklılıkları analiz etmekten eriniyor. Nasıl bir felaketin kıyısından dönüldüğünü düşünemiyor.

Şöyle bir 2007’deki seçimlere gidersek bugünü daha iyi anlayacaksınız. 2007’deki seçimlerde nasıldı; bütün sanatçılar açıktan CHP’yi destekliyor, TÜSİAD iktidara ayar vermeye çalışıyor, Batı Emperyalizmi dışarıdan saldırıyor, Anadolu halkı çomarlıkla suçlanıyor, aşağılanıyordu. Bugüne geldiğimizde ise yine aynı taktikler ve Sayın Erdoğan’ı halkı kutuplaştırmakla suçlamaktadırlar. Erdoğan bu halkı kutuplaştırmadı, hasıraltı edilen sorunları gün yüzüne çıkardı. Aynı anda Murgul’da, Dalaman’da, Beytüşşebap’ta, Kapaklı’da seçim kazanan lider, Türkiye için ancak birleştirici güç sayılabilir.

CHP’nin ittifak ile birlikte yakalamış olduğu kısmi başarı bunlardaki bastırılmış kini ve nefreti ortaya çıkardı. Her fırsatta Erdoğan’ın kutuplaştırma siyaseti izlediğini söyleyen bu ittifak gelen kısmi özgüvenle birlikte “Müslümanlar’ı tarihten silmekle” tehdit edebiliyor. İlk başlarda hassas davranılan bu gibi özgürlük alanları gelen özgüvenle birlikte bastırılmış olan nefretlerini tekrardan gün yüzüne çıkarmıştır. Hala benliklerini, Anadolu halkını ve Müslümanlar’ı ötekileştirerek sağlamaktadırlar. Kendileri gibi olmayana yaşam hakkı tanımamaktadırlar. Bunların bu kültürel ırkçı şekilde kutuplaştırmasıyla Erdoğan olmasa bu halk baş edebilir miydi? Edemedik! Ama sen hala vereceğin oyu şantaj malzemesi veya ders verme aracı olarak kullanıyorsun. Erdoğan öncesi itildin kakıldın, önüne gelen sekülerden, Kemalist’ten azar işittin adam yerine konulmadın ama biraz rahatı görünce de dağıtılan mavi boncuklara kandın.

Bu söylediklerimin muhatabı genel itibariyle gençler olsa da sizlerde gereken dersi çıkarmalısınız. Senden de Erdoğan’dan hazzetmedikleri kadar hazzetmiyorlar. Sadece sıran gelmedi hepsi o. Kendileri gibi olmadığın için farklı değerlere sahip olduğun için senden nefret ediyorlar. Ahmet Hamdi Tanpınar’ı zamanında sükût suikastıyla yok edip, Adnan Menderes’i astıkları kadar nefret ediyorlar. O zaman düşükler diyorlardı. Şimdi çomar diyorlar. Değişen bir şey yok. Yıllarca sahte çağdaşlık masallarıyla uyuttular şimdi de sevgi yumaklı mavi boncuk dağıtarak hümanistlik mesajları veriyorlar. Gelme bu oyuna genç kardeşim. Görüyorsun güç az biraz ellerine geçti mi seni tarihten silmekle tehdit ediyorlar. Senin değerlerini aşağılayıp seni yok sayıyorlar. Hüsnü zan eder gibi görünüp nefretlerini, kinlerini diri tutuyorlar.

Öğrenin. Kabuğun altındakini görmeyi öğrenin. Öyle bir öğrenelim ki, aynı hataya bir daha düşmeyelim.