Her yıl 24 Nisan’da sözde Ermeni Soykırımı anması yapılıyor.
Türkiye’de bu aşağılık iftirayı sahiplenen en önemli kurumsal yapı HDP/PKK
Bununla birlikte solcu geçinen çevreler ile CHP’nin de onlardan aşağı kalır tarafı yok elbette.
*
Geçtiğimiz hafta, bu yakası açılmadık iftira üzerinden Garo Paylan isimli HDP milletvekili Meclis’e bir yasa tasarı sundu.
İçeriğinden bahsederek asabınızı bozmak istemiyorum doğrusu…
Bunun yanında CHP’li Sezgin Tanrıkulu da boş durmadı ve sosyal medya hesabından, tarihimize ve milletimize bühtan eden bir paylaşımda bulundu.
*
Bütün bunlar, şüphesiz ki, Amerika’dan ve Avrupa Birliği ülkelerinden aldıkları cesaretle fiiliyata geçirilen ihanetler…
*
Türkiye’nin, bütün dünyaya hodri meydan dercesine, “arşivleri açalım” restine, Türkiye düşmanları tarafından hiçbir zaman müspet bir cevap verilmedi/verilemedi ne yazık ki… Sadece tek taraflı algı operasyonları, manipülasyonlar ve iftiralar söz konusu edildi.
*
Bunlar meselenin bir tarafı.
Gelelim HDP/PKK’nın yazımızın başlığında altını çizdiğimiz, Kürtlere ihanetini tescilleyen kısmına…
*
1915 hadiseleri diye tanımladığımız, gerçekten trajik olayın bizim literatürümüzdeki adı “kıtal”dır!
Yani karşılıklı çatışma.
Buna, Osmanlı’nın geçirdiği zafiyetten istifade edip düşman güçlerle işbirliği yapan Ermenilerin sebep olduğu tartışma götürmeyen bir gerçek…
Yazı, bunu tartışma amaçlı olmadığı için değinerek geçiyorum.
Asıl anlatmak istediğim bu “kıtal” hadisesinin kapsama alanı.
*
Evet, Doğu ve Güneydoğu’daki kıtalin özneleri Ermenilerle birlikte Kürtlerdi.
Bölgedeki Ermeni mezalimine dair yazılmış onlarca kitap binlerce belge var.
Mezkûr kıtalde Ermenilerin şehit ettiği Kürt sayısı yaklaşık 500 bin!
Bunu dayanaksız söylüyor değilim.
Bir İslam âlimi ve mütefekkiri olan Bediüzzaman Said Nursi’nin (ki, kendisi Bitlisli bir Kürt’tür) 22 Şubat 1336 (7 Mart 1920) tarih ve 8273 sayılı İkdam Gazetesine gönderdiği bir yazıda bahsi edilen rakama rastlıyoruz.
Bediüzzaman, Ermeni BoğosNobar ve Kürt Şerif paşaların Ermenilerle Kürtlerin ortak bir devlet kurmalarına yönelik Paris Barış Konferansı’nda imzaladıkları anlaşmayı şiddetle reddeden ve böyle bir şeyi asla kabul etmeyeceklerini beyan eden yazısının bir yerinde aynen şöyle diyor:
“Dört buçuk asırdan beri İslâm birliğinin fedakâr ve cesur hizmetçi ve taraftarları olarak yaşamış ve dini geleneğine sadakati hayat gayesi bilmiş olan Kürtler, henüz beş yüz bine yakın şehitlerinin kanı kurumadan, şişlere geçirilen yetimlerinin, gözleri oyulan ihtiyarlarının hatıralarını büyük bir üzüntü ile anarken, İslamiyet’in zararına olarak tarihî ve can düşmanlarıyla anlaşma yapmak suretiyle dine bağlılıklarına ters istikamette, ayrılıkçı emeller peşinde gidemezler. Binaenaleyh Kürt milli vicdanının bu şekildeki duyarlılığına ters hareket eden kimseleri de tanımazlar.”
(Sadeleştiren İsmail Mutlu)
Bu ifadelerden de açıkça görüleceği üzerine 500 bin Kürt’ü katleden Ermenilerin yanında saf tutan HDP/PKK, esasen “Kürtlerin Ermeni katlettiği” iftirasına bilerek ve isteyerek hizmet etmektedir!
Yani anlayacağınız HDP/PKK yalnız vatan haini değil aynı zamanda Kürtlere de ihanet etmiş bir terör örgütüdür.
Bunların Kürtlükle hiçbir ilgisi yoktur ve doğrudan doğruya Amerika’nın ve Batı ülkelerinin tetikçiliğini yapmaktadırlar!
*
Şimdi, yukarıdaki bilgiler muvacehesinde gelişmelere bir kez de bu açıdan bakalım dilerseniz.
Bir yanda, soykırımı icat eden milyonlarca insanın katili Amerika ile sömürgelerinde yüzbinlerce masumu katleden Avrupa ve onların onursuz yerli işbirlikçileri…
Bir yanda sadece vatana ihanet etmekle kalmayıp kendi halkına da ihanet eden, on binlerce masum insanın katili bir terör örgütü…
Öte yanda göz göre göre bu Türkiye düşmanı hainlerle ittifak eden zavallılar sürüsü…
*
Son sözü siz söyleyin lütfen…