Gazze’deki katliam küresel etkiler oluşturdu. Orta Doğu’dan Avrupa’ya, Amerika’dan Afrika’ya yansıma bulmakta.
Medya, siyaset, yargı ve askerî açıdan ülkeler çeşitli pozisyonlar almaktalar.
Kimi ülkelerde dengeler çok girift ve sofistike.
Öyle ki “büyük kapışma var” denebilir.
ABD’DEKİ GELİŞMELER
Öncelikle şunu ifade edelim.
ABD, kötüdür. En az İsrail kadar. Ve fakat kötülüğü de kılıfına uydurarak, bahaneler üreterek; kamuoyu tepkisini ölçerek yapar. İsrail kadar fütursuz değildir.
Bu açıdan bakıldığında ABD’nin İsrail ile aynı hedefe kilitlendiği çok açık. Anlaşamadıkları husus; usul ve yöntem konusu.
İsrail, “Gücümüzü bastırıp alalım” diyor. ABD ise “zamanını bekle ve fırsat geliştiğinde hamleni yap” şeklinde düşünüyor.
Bu bağlamda İsrail’in ABD’yi takmayan tutum ve tavırları, uluslararası arenada ABD’yi de güç duruma düşürmekte.
ABD’deki güç çekişmesi çok ciddi boyutlara gelmiş durumda.
ABD, İsrail için mi var?
Değilse önce ABD mi?
‘Önce ABD’ diyenler, siyonistleri sıkıştırmaya başladı.
Zaten dosyaları hazırda bekliyordu. Şimdi gerekli gördükleri kadarını sahaya sürüyorlar.
İlki ABD’deki Epstein Davası’dır. Küçük çocukları fuhuş tuzağına düşüren ve ABD’deki ünlü kişileri bu olayın parçası hâline getiren yapı, yargı konusu oldu. Yargıya intikal eden yapı, ünlü kişilere şantaj yaparak siyonizme biat etmelerini ve siyonizmin zulüm politikalarına sessiz kalmalarını sağlamaktaydı. Şimdi tüm pislikler ortaya saçıldı.
Diğer bir konu, ABD’de çok bilinen bir sinegogta ortaya çıkarılan tünel. Bu tünelde kanlı yataklar, bebek mama sandalyeleri ve bebek arabaları bulundu. Yahudi sapkınların tünelde sapkın dinî ritüellerini pratize ettikleri ve küçük çocukları fuhşa alet ettikleri ortaya çıktı.
ABD’de lağım patladı. Ve bu sadece buz dağının görünen kısmı.
Hamas’ın 7 Ekim Operasyonu, tüm dünyanın resmi daha net görmesini sağladı.
Ortada çok pis ve birbiri içine geçmiş ilişkiler yumağı söz konusu. Siyonizm sadece İsrail demek değil. Bu kapsamda kendi ülkemiz için de çevremize şöyle bir göz gezdirmemiz gerekiyor.
GURUR DUYMAKTA ÇOK HAKLILAR
Güney Afrika Cumhurbaşkanı Ramaphosa, İsrail için yargı sürecinin başlaması noktasında ülkesinin aldığı pozisyon için gurur duyduğunu söyledi.
İsrail yargılanıyor. Ve bunu sağlayan, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’na başvurması oldu.
İsrail, Uluslararası Adalet Divanı’nda ilk kez soykırım suçu nedeniyle yargılanıyor.
Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’i Gazze halkına soykırım yapmakla suçladı.
Dava süreci başladı ve mahkemeler halka açık bir şekilde görülmekte.
Bakınız. Bu süreç çok tarihî bir süreçtir.
İsrail’in çöküşü 7 Ekim itibarıyla başlamıştır.
Öldüre öldüre, katlede katlede kendi sonlarını hazırlıyorlar.
ASKERÎ KAPIŞMALAR
Güney Afrika’dan sonra kendi ülkesi ve halkıyla gurur duyması gereken diğer bir adresi ifade edelim; Yemen.
Yemen, Filistin’in yanında olduğunu deklare ederek Kızıldeniz’de Avrupa ve ABD menşeili ticari gemilere zaman zaman ateş açmakta.
Bu durum, Kızıldeniz’deki trafiği sekteye uğrattı ve gemiler yüksek maliyetle farklı bir güzergâh tercih etmek durumunda kaldılar.
Sermaye sahipleri huzursuzlanmaya başladı ve ABD’ye baskı yaptı.
Gelinen aşamada görünen o ki; ABD bir taraftan İsrail’i frenlemeye çalışıyor diğer taraftan da çok acımasız bir şekilde sert gücünü kullanıyor.
Bu kapsamda ABD ve İngiltere, Yemen’in üç kentine askerî saldırıda bulundu. Beş kişi hayatını kaybetti, altı kişi yaralandı. İran ve Rusya ise gelişmelere karşı tepkili.
Saldırının ertesi günü Yemen’de halk, büyük gösteri düzenledi ve milyonu aşkın kişi Filistin’e desteğini yineledi.
Yemen’e yapılan saldırı çokça mesaj taşıyor. Göz dağı veriyorlar. “Filistin’i yalnız bırakın” diyorlar.
Peki Gazze katliamı Yemen, Lübnan ve İran üzerinden büyür mü? Çok olası görmüyorum ama şu çok net! Ne yaşanırsa yaşansın…
İsrail için yarın bugünden daha iyi olmayacak ve Filistin devleti kurulacak.