Sevgili okurumuz,

Hazin ve vahim olaylardan sonra derin bir nefes alma sürecine girdik. Allah, nefes alışverişlerimizi kuvvetlendirsin inşallah. Nefes alır verirken nefes alıp verdiğimizi unutturmasın, tedbiri ve temkini elden bıraktırmasın inşallah. 

Bugün size yazımda, gündem özetiyle alakalı bir fıkra anlatacağım.

**

Devrin birinde, bir Alman, bir İngiliz ve bizim Temel, Amerika’da birlikte suç işlemişler ve mahkeme idam edilmelerine karar vermiş. Hâkim bizimkilere üç seçenek sunmuş. İlk önce Alman’a:

– Asılmayı mı, yanarak ölmeyi mi, yoksa giyotini mi tercih edersin? 

“Alman düşünmüş. Yanarak ölmek acı verir, idamda can çekişirim. En iyisi giyotin olsun.” demiş.

Kafasını sokmuşlar Alman’ın, cellat ipi çekmiş, tam giyotin Alman’ın kafasına geliyorken tak demiş, durmuş. Halktan sesler yükselmeye başlamış. Hâkim: 

“- Bu Allah’ın sevgili kuluymuş, bunu serbest bırakın.” demiş ve serbest bırakmışlar Alman’ı. 

Sıra İngiliz’e gelmiş. İngiliz’e de aynı seçenekler sunulmuş. İngiliz de düşünmüş… 

Hımm… Yanarak ölmek acı verir, idam da kötü… En iyisi giyotin… 

Kafasınısokmuşlar İngiliz’in, cellat ipi çekmiş, giyotin inmiş, inmiş İngiliz’in kafasının üstünde durmuş yine… 

Halktan tekrar sesler yükselmeye başlamış.

Hâkim:

“ – Bu da Allah’ın sevgili kuluymuş, bunu da serbest bırakın.” demiş.

İngiliz’i de serbest bırakmışlar, sıra Temel’e gelmiş… 

Hâkim yine ayni soruyu sormuş:

– Yanarak ölmek mi? İdam mı? Giyotin mi? 

Tabii ki Temel durur mu?  Düşünmüş ve cevap vermiş, 

“- Yanarak ölmek acı verir,giyotininiz de bozuk zaten… En iyisi asin beni…”

**

Anlayanlar için lafın tamamı…