Türkiye Cumhuriyetinin bütün kurum ve kuruluşlarına stratejik hedef olarak konulan Vizyon 2023 Projesi Ana Teması; Cumhuriyetimizin 100. Yılına işaret eden sembolik bir hedef olarak, muasır medeniyet seviyesine ulaşma hedefi doğrultusunda bilim ve teknolojiye hâkim, teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir “Refah Toplumu” oluşturmak olarak belirlenmiştir.

Günümüzde herkesin kabul ettiği kaçınılmaz bir gerçek vardır. O da çocuklarımızın yaşayacağı zamanın bizim yaşadığımız zamandan çok farklı olacağıdır. Bu noktadan hareket ettiğimizde çocuklarımızın kazanması gereken bilgi, beceri ve tutumların da bizimkinden farklı olması gerektiğidir.

Teknoloji ve Tasarım

Günümüzde çok sık duyduğumuz ancak yakın gelecekte çok daha sık karşılaşacağımız iki kavram vardır. Birincisi “teknoloji” , ikincisi ise “tasarım”dır. Teknoloji; herhangi bir şeyi daha iyi, daha hızlı, daha kolay, daha ekonomik ve daha verimli yapma girişimidir. Tasarım ise; zihinde canlandırılan biçimdir. Bu tanımlamada zihinsel süreçlerin kullanımı ön plana çıkmaktadır. Farklılıkları bulma, hayal kurma, sorgulama, özgün düşünme, akıl yürütme gibi üst düzey zihinsel süreçlerin tasarım yapmada önemli bir yeri vardır. Teknoloji ve tasarım birbirini doğrudan etkileyen kavramlardır. İkisi arasındaki ilişki özne ile nesne arasındaki ilişki gibidir. Teknoloji ve tasarım ilişkisinin geliştirilmesi bireyin özgün düşünme düzeyinin geliştirilmesi ile mümkündür.

Öğretim Programı’nın vizyonu, kendisinin ve toplumun yarınını daha yaşanabilir hâle getirmek için sorunların farkına varan, çözümler üreten, özgün düşünen ve hayal gücü gelişmiş, düşüncelerini kurgulayan ve ifade eden, öğrenmeyi öğrenen, sorgulayan, girişimci, değişim ve gelişime açık sorumluluk bilinci gelişmiş bireyler yetiştirmek olmalıdır.

Gözlem, sorgulama, araştırma, değerlendirme ve özgün düşünme gibi tasarım ve teknoloji için gereken zihinsel süreçleri yeterince aktif hâle getirmeyen, tekdüze çalışmalarla, sadece el becerisini geliştiren yaklaşımlarla yarının dünyasında yaşayacak insanların beklentilerini karşılamak mümkün değildir. Bu amaçla çocuklar, ihtiyaçlar ortaya çıkmadan tahmin etme ve farklı sorunları yakalama, bunlara çözümler geliştirme, tasarım hâline getirme, tasarımın üretim aşamalarını belirleme ve üretme becerisi kazanmalıdır.

Gelecek Vizyonu Olan Bir Eğitim Sistemi

Yenilikçi Öğretim Programı’nıtamamlayan öğrencilerin; 1. Merak eden, soru sormaktan çekinmeyen, gözlem ve araştırma yapmaya hevesli bir kişiliğe sahip olmaları, 2. Çevresindeki olay ve mekânlar arasındaki ilişkiyi kendine has bir bakış açısıyla değerlendirmeleri, 3. Karşılaştıkları güçlükleri yenmek için özgün çözümler üretmeleri, 4. Öz güvenini, hayal gücünü ve estetik duygularını geliştirmeleri, 5. Kendisi ve çevresi ile barışık, rekabete ve yeni yaşantılar edinmeye açık olmaları, 6. Bağımsız olarak düşünebilme alışkanlığı edinmeleri, 7. Özgün tasarımlar ortaya çıkarmaları, 8. Aldığı kararları değerlendirmeleri ve sorumluluklarını taşımaları, 9. Gelecek ile ilgili kurgular yapmaları, 10. Teknolojik gelişmeler karşısında kendilerini yenilemeleri, 11. Duygu ve düşüncelerini farklı yollarla ifade etmeleri amaç- lanmalıdır.

Buda ancak gelecek vizyonu olan bir eğitim sisteminin ürünü olabilir. Bunun içinde eğitim sistemimizde, köklü bir paradigma değişimine ihtiyaç olduğu görülmektedir.

 

Bahsettiğimiz bu gelecek vizyonunu da ancak; Devlet/Kamu, Firmalar/Özel Sektör, Üniversiteler/Araştırma Kurumları üçgenindeki koordinasyonun sinerjisi şekillendirebilir.