Kendi imtihanımızın zorluğunun sorumluluğunu başkalarında bulma kolaycılığı ile ibadet edilmez. Her Ramazan ayında mutlaka birileri, birilerinin yaşamına müdahale ettiğine yönelik haberler çıkıyor. Bu müdahaleler de din bahane edilerek yapılıyor. İşte yine vahim bir olayı daha yaşadık.

İstanbul Pendik’te yolcu minibüsünde 21 yaşındaki genç bir kıza saldıran bir dengesiz çıktı. Kendince insanları dizayn etmeye kalkıyor. Bunu yaparken de Ramazan’ı bahane edebiliyor.

Ey dengesiz, senin yaptığın İslam’da da suçtur. Şimdi sen günahsız bir insan olmayı başarabildiğini mi düşünüyorsun da kıyafetini uygun görmemeyi bahane edip genç bir kıza Ramazan’ı bahane edip saldırmayı kendinde hak görüyorsun.

Ey dengesiz, oruç tutmak sadece aç kalmakla olmaz. Sabretmekle, nefsine hâkim olmakla,  edep ve adabını, ahlakını her yerde korumakla olur. Çünkü oruç tutan Müslüman herkese örnek bir kişilik sergilemelidir. Dinin sahibi Allah’tır, (cc) Ceza verici de O’dur. Sen değilsin.

Allah (cc) her kulunun yaptığını işitir ve bilir.

“Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tâğutu reddedip Allah’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir.” (Bakara, 2/256) Bu ayet herkes içindir. Senin için de…

Nedense son dönemde ‘İman’ birçoğunun sadece dilinde var. Kendini dindar gören birçok kişi özellikle cuma mesajları başta olmak üzere dini günler mesajlarının en kralını yazıyor ve her türlü iletişim araçları üzerinden çevresine kendini ‘Dindar’ olarak konumlandırıyor.

O kişilerden bazılarının Cuma namazına dahi gitmediğine tanık oluyoruz. Bazılarının ise ilaç kullandığını bahane edip oruç dahi tutmadıklarına tanık oluyoruz.

Dindar görünmek moda oldu. Ancak Yüce Yaradan Allah’ın (cc) emrettiği gibi, Peygamber’in (sav) sünneti gibi yaşama gayreti yok. Birçoğumuz bu konularla ilgili bilgi sahibi bile değiliz. Dini değerleri savunma adına, günah işliyoruz. Yazık, çok yazık.

Türkiye’nin dine bakış açısını ortaya çıkarmak amacıyla MAK Danışmanlık ‘Türkiye’de Toplumun Dine ve Dini Değerlere Bakışı Araştırması’ yaptı. Bu araştırmanın bir bölümünde ne kadar İslam’ı bilmeden yaşamaya çalıştığımızı daha iyi anlıyoruz.

MAK Danışmanlık Şirketi’nin yaptığı araştırma, 12-18 Haziran tarihleri arasında 30 büyükşehir, 23 il ve 154 ilçe olmak üzere toplam 5 bin 400 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldı. Cinsiyet dengesinin oluşturulmaya çalışıldığı araştırmanın yüzde 53,5’ini erkek, yüzde 46,5’ini ise kadın denekler oluşturdu.

Bu araştırmada sorulan sorulardan biri şu: “Evinizde Kuran’ı Kerim var mı? Düzenli aralıklarla okuyor musunuz?”

Verilen cevaplarda “Evet var ve okuyorum” diyenlerin oranı yüzde 25,  “Evet var ama okumuyorum” diyenlerin oranı yüzde 32, “Hayır yok” diyenlerin oranı yüzde 33, cevap vermeyenler de yüzde 10. Okumadan, bilmeden Müslümanlığı temsil etme gayretimiz bizi ateşe götürüyor bilelim.

Not: Tüm Müslümanların Ramazan bayramını en içten dileklerimle kutlar, bu bayramın İslam âleminin barış, kardeşlik ve huzuruna vesile olmasını Allah’tan (cc) dilerim…