İnsan, eşref-i mahlûkat olarak yaratılmıştır. Yani yaratılmışların en şereflisidir. Ancak insan olduğunu unutup insanlığın şerefine uygun yaşamazsa, yönünü iyilikten kötülüğe dönerse esfel-i safilin olabiliyor; aşağıların en aşağısına, sefillerin en sefiline dönüşebiliyor.

Maalesef ki eşref-i mahlûkat olduğunu unutup esfel-i safiline dönüşenlerin sayısı da oranı da zaman geçtikçe artıyor… İnsan; yaratılış gayesini, dünyaya gönderiliş amacını unuttukça insanlıktan çıkıp iyice sapıklaşıyor, sapkınlaşıyor. İnsanlıktan çıkanlar da hem dünyayı yaşanılmaz hâle getiriyor hem de insanları olumsuz etkileyip fıtratlarını bozuyorlar.

İnsanlığını unutanların insanları nasıl kutuplaştırdığını, nasıl faşizanca fikirlere sahip olabildiğini, kendisinden farklı olanları nasıl ötekileştirdiğini CHP’li eski bakan Fikri Sağlar’ın Halk TV’de serdettiği sözlerle bir kez daha gördük.

Aynen şunları söyledi: “Türbanlı hâkim karşısına gittiğimde adaleti savunacağı konusunda kuşkum var. Bazıları militanca ve ideolojik takıyor. Bununla mücadele edilmeli…”

Bunları söylerken ne program sunucusu sözde gazeteciden ne diğer konuklardan herhangi bir tepki gelmemesi de ayrı bir garabet!.. Konuklardan biri de AK Parti’nin eski vekillerinden, Gelecek Partisi kurmaylarından Mustafa Yeneroğlu… Konuşması gereken yerde susan insandan hiçbir şey olmayacağını da burada eklemiş olalım…

Fikri Sağlar, gelen tepkiler üzerine güya bir açıklama yayımlayıp linç edildiğini söylüyor. Yaptığı açıklamada özrü kabahatinden büyük… Orada şöyle diyor: “Türban, irticai faaliyetlerin, şeriat isteyenlerin üniformasıdır. Başörtüsü, yüzyıllar boyunca Anadolu’da bir geleneksel giysidir.”

Şeriatın ne olduğundan bîhaber, başörtüsünün İslam’ın emri olduğundan habersiz… Başörtüsünü Anadolu’da bir gelenek sanıyor. Aslında öyle olmadığını da biliyor ama uydurdukları bir türban-başörtüsü ayrımı var, onun üzerinden saçma sapan bir savunma ortaya koyuyorlar.

Başörtüsü Müslüman kadınların sadece başını örtüyor ama İslam ve Müslüman düşmanı sefillerin aklını, mantığını, vicdanını örtüyor; insanlıklarını unutuyorlar başörtüsü ve başörtülü görünce…

İnsanlığımızdan utandıran ikinci olay HDP Kadın Kollarının Arjantin’de kürtajın serbest bırakılması sonrası attığı destek tweet’i…

Arjantin’de ne olmuştu? Arjantin’de kadınlara hamileliğin ilk 14 haftasında kürtaj hakkı tanıyan yasayı meclis onaylamıştı.

Bunu HDP Kadın Kolları şu ifadelerle destekledi: “Arjantin’de kadınların mücadelesi sonucunda kürtaj yasağı kalktı. Selam olsun Arjantinli kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesine…”

Doğmamış bebeğin katledilmesini; özgürlük ve eşitlik mücadelesi şeklinde lanse etmek, ne büyük bir ahlaksızlık ve vicdansızlıktır!.. Bebeğin daha anne karnındayken katledilmesini bir özgürlük ve eşitlik mücadelesi olarak görenlerin ise kadın ve anne olması ne büyük talihsizlik!..

Bir kez daha şunu gördük ki HDP/PKK demek, kan ve gözyaşı demektir; HDP demek, katletmekten yana olmak demektir!.. Daha anne karnında iken bebeğin canice katledilmesini özgürlük ve eşitlik mücadelesi olarak görmekten büyük vicdansızlık, ahlaksızlık ve utanmazlık olabilir mi? Yuh olsun insanlığınıza!.. Yuh olsun kadınlığınıza, yuh olsun anneliğinize!..

Attıkları bu tivit sonrası HDP/PKK için “Bebek Katilleri” ifadesi tam olarak yerini bulmuş oldu!..

Şunu da unutmadan ekleyelim: NTV’nin kürtaj haberini “Arjantin’de kadınların zaferi: Kürtaj yasallaştı” şeklinde vermesi de HDP Kadın Kolları’nın atmış olduğu tweet kadar iğrençti!..