Son günlerde ‘3. Dünya Savaşı’na dair senaryolar gündemde.

Lübnan-İsrail sınırında gerilim yüksek!

İsrail’in Lübnan’a girmesi, ihtimal dahilinde değerlendiriliyor.

Lübnan dediğiniz, Suriye’nin kuzeyindeki asker varlığımıza sınır demek oluyor ve Hatay’a sadece 250 km.

Bir önceki yazımda ele almıştım Netanyahu’nun Amerikan Kongresi’nde baş üstünde ağırlanmasının ne anlama geldiğini…

İsrail Gazze’de büyük bir soykırım yaparken tüm dünyaya dönerek topyekûn bir şekilde yalan söylemeleri, derin anlamlar içeriyor.

Bu cüretkârlığın kodlarını çözmemiz icap eder; değilse tabiri caizse çuvallarız.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ip cambazı gibi usta bir siyasetçi. Ülkeler arası konjonktürün bu denli kızıştığı bir dönemde ülkesini güvenli liman olarak muhafaza eden bir lider, neden “Karabağ’a girdiğimiz gibi İsrail’e de gireriz” mealinde bir açıklama yapma gereğini gördü?

Bu açıklamanın zamanlamasını veya içeriğini beğenmeyen vasıfsız gazeteciler acaba gerçeklerin farkında mı?

Bu gazetecilere yine Erdoğan’ın sözleriyle cevap vermek istiyorum.

"Beyler, ülke yönetiyoruz ülke, millet yönetiyoruz millet. Oyuncak değil!"

Ateş hattı oluşmuş… ABD ve İsrail yayılmacı politikalarını, tüm hukuk ihlallerine rağmen hayata geçirmek için harekete geçmiş, meydan okuyorlar.

SORUYORUM

Soruyorum; İsrail, yarın ağır topları ve uçaklarıyla Gazze’den Kudüs’e geçse, Mescid-i Aksa’yı yıksa hangi İslam ülkesi ne tepki verecek?

Sonra, Lübnan’ın işgali (ki iki saati alır) ve Suriye’deki PKK’lı yapılarla birleşme ve ardından kimin kapısına gelecekler? Tabii ki Türkiye’nin.

Tüm bu olası süreçlerde inanın bizden başka hiçbir ülke direnmeyecek!

Olası bu süreçlerde halklar sokağa çıkar, protesto ederler, sınırlara yığılırlar gönüllü asker olmak için…

Peki sonra ne olur? Mısır da dâhil diğer tüm Arap ülkeleri, sınıra yığılan o gönüllü Müslümanları önce kendileri tarar, kurşundan geçirir ve bununla birlikte asla İsrail’e gitmeleri için yol açmazlar.

Bakınız, amacım felaket tellallığı yapmak değil.

Hiç normal olmayan bir süreçten geçiyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu süreci gördü ve zamanlamasını özellikle seçerek dozunda ve gerektiği kadar mesaj vermekte.

Bugün İsrail Gazze ile kendini sınırlı tutuyorsa sadece ve sadece Türkiye’nin alacağı pozisyondan korktuğu içindir, bundan emin olunuz.

Erdoğan, mesajı verdi ki; köpek kulübesinden dışarı çıkmasın.

Erdoğan’ın mesajına İsrailli Bakan’ın verdiği aşağılık cevap da gösteriyor ki mesaj yerine ulaşmış!

Aşağılık cevaba içeriden gelen tepkiler de sevindirdi açıkçası.

Muhalif ama millî duyguları var. İşte bu gazetecileri tebrik ediyorum. Cumhurbaşkanlarını hedefe koyan mesajı kınadılar.

Türkiye, zalim ve işgalciler karşısında bir olmayı başarmış bir ülkedir.

Dün yaptık, bugün de yaparız.

Kimse bizi buna mecbur etmesin.

Kimse bizi denemesin.

Hangi süper güç olursa olsun, milletimiz Osmanlı tokadını patlatmayı çok ama çok iyi bilir; bu konudaki mahareti de hiçbir millette yoktur.

Nokta.