Üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Emine Şahin 10 Kasım günü “Atatürk’e hakaret” ettiği gerekçesiyle Edirne’de tutuklandı.
Şahin’in derdest edilmesine sebep olan olayı gelin kendi dilinden dinleyelim,
“Olay günü saat 8:30 civarında yurttan çıktım. 09:00 sıralarında V.bank ATM’sinin oradaki meydanda anma töreni yapılıyordu. O sırada saygı duruşu başlamıştı. Ben bu sırada ‘Bukıyamdır’ şeklinde söylemem kalmadan polis memurları beni yakaladılar. ‘Bu kıyamdır’dan kastım namazdaki dik duruş halidir. ‘Putlara tapıyorsunuz, puta saygı duyuyorsunuz’şeklindeki bir söylemde bulunmadım.Fakat polisler beni yakaladığında ‘Bu Allah’ın kanunu bilmiyorsunuz, batılı inançları getirdi’ dedim. Fakat bunu sadece polis memurlarına karşı söyledim.”
Şahin’in hiçbir hakaret içermeyen bu sözlerine aklı başında bir insan “Ne münasebet, elbette Atatürk ilah değildir” cevabını verir, olaya nokta koyardı. Ama tam aksi oldu.
Gözaltına alınan Emine Şahin’in tutuklanması için Edirne Barosuna kayıtlı 118 avukat Savcılığa başvurdu. Avukatların baskısı üzerine Şahin, gayri hukuki bir şekilde tutuklandı.
Vicdan sahibi birçokinsan hiçbir hakarette bulunmayan, haksız yere tutuklanan Şahin’in serbest bırakılması için kampanya başlattı. Buna en fazla destek vermesi gereken bazı mütedeyyin yazar ve çizerler ise hepimizi ters köşe yaptı. Onlara göre Emine Şahin, 10 Kasım’da sarf ettiği sözler ile yeni fay hatlarını tetikleyerek laik-antilaik çatışmasını körükleyen bir provokatörmüş. 28 Şubat darbesinin zeminini hazırlayan Fadime Şahin’den bir farkı yokmuş. Zaten soy isimleri de aynı imiş.
Şahin’in avukatlığını yapmak için Edirne’ye giden kardeşlerimizin hiçbirine olayın içyüzünü sorma gereği duymadan bu ulu üstadlarımız, ağabeylerimiz, kızcağızı hemen “provokatör” ilan ettiler. Bu olayda illa bir provokatör aranacaksa Şahin’i yoldan geçerken mırıldanarak söylediği “bu kıyamdır” sözünden dolayı gözaltına alan polislere, savcıya tutuklanması için baskıda bulunan 118 avukata bakın.
Allah’tan özgürlük diyenlerin sesi “provokatör” yaftasına sarılan eziklerden daha gür çıktı da Emine Şahin adli kontrol şartı ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Mustafa Kemal’i farklı görüşlerin başında bir balyoza, kendilerine dönük eleştirilerde bir kalkana dönüştüren Kemalistlerin bu azgınlığına artık dur demeliyiz. Onu, Kemalistlerin kutsiyet atfettikleri göklerden insan olduğu yeryüzüne indirmeliyiz ki adına işlenen sonu gelmez istismarların önüne geçebilelim. Bu da ancak özgür düşüncenin üzerinde sallanan Demokles’in kılıcına dönüşen 5816 Sayılı Atatürk’ü Koruma Kanununu kaldırmaktan geçer.
EMİNE ŞAHİN’İN ÖĞRETTİKLERİ
Sağına-soluna, arkasına-önüne bakmadan vicdanın sesine kulak verenlerin hiç de az olmadığını.
Mağduru “provokatör” yaftasıyla sırtından vuran “kardeşlerinin” sayısının ne kadar çok olduğunu.
Parti, STK ve cemaatler üstü bir duruş sergilendiğinde mazluma nasıl hakkıyla sahip çıkılabileceğini.
Hak ve özgürlükleri merkeze alan yeni bir Anayasa yapmadığımız sürece en güçlü olduğumuz dönemde bile mağdur edilebileceğimizi.