Çenabı Peykamber Efendimuz hazretlerunun pir devesu variydi.

Adi da Kasva’ydı.

Ha bu Kasva pilur misunuz, Hicret zemani Efendimuzu ve dahi yanunda Hazretü Eba Bekir’i taa 500 kilometra daşımışıdi.

Efendimuz aleyhisselam Mekke’den Medina’ya hicret ettuğunda ha bu Kasva adlı devesunun uzerineydi.

Medina’ya vardiklarinda Efendimuz aleyhiselam kimiseyi kirmadan etmadan kime musafir olacağini ha bu devesuna birakmuşidi.

Tedi ki, “Ha bu deve kimin evuun önüne çökeriyse o evcağıza misafur olacağum”

Uşaklar, deve boş bir arsaya çökmüşiydi. Efendimuz aleyhiselam devesundan o zeman inmedu.

Sora deve pi daa kalkti. Az ileruda pi daa çöktü.

Çenabı Peygamber efendimuz sordi;

“Ha buraya akrabalarımızdan çimin evu daha yakinidur?”

Tam o sirada Neççaioğullarından Eba Eyyûb el-Ensarî Haziretlerü firladi, atildi;

“Ey sevgilu peygamberimuz, ey canimuz, cananimuz, benim evim daha yakindur. Bak işte aha buracıktır. Ha bu evim, ha bu da kapisudur”

Efendimuz aleyhiselam Eba Eyyûb el-Ensarî Haziretlerina ettu;

“E, o halde ne durayısun, kal hazirluğunu yap.”

Eba Eyyûb el-Ensarî, kalkti, evuna gittu, hazirliğunu yapti.

Efendimuz hazretleru doğruca Eba Eyyûb el-Ensarî’nun evuna gittu, gecayi o evcağızda keçirdi.

Ula uşaklar pileyimisunuz, Efendimuz aleyhiselamun ha pu devesi çok iyi yarişuridi.

Herkeşleri geçeridu…

Kimuse onunila poy ölçişemezidü..

Fekat bir gün, pedevi geldu, en fazla, olsa olsa iki yaşinda bir erkek deveynen yarişa katildu.

Pak şimdu pak, noldi;

Pedevinin pinduğu deve koşti koşti, görin daşi misali Efendimuzun devesinu geçtu.

Ooo bi giyamet, bi giyamet!

Pedeviyu tuttilar;

İçlarundaki bir takim beylikancilar, “Ula sen peygamberun devasinu nasi geçerisun? Ula sen hiç utanmayi misun? Ula biz seni şimdi nabalum, ula biz seni nedelum?” tiyerak aldilar pedeviyi getürdilar Efendimuz aleyhiselamun huzurina çikarttilar.

Dedular;

“Ey mübarek peygamber, ha bu pedevi, ha bu saygisuz, ha bu densuz senin deveyi geçmişidur. Nedelum şimdu biz buni, de bize?”

Pak, pak…

Pak ula cevaba pak;

Çenabı Peykamber Efendimuz hazretleru dedu;

“Tünyada yükselen pi şeyu alçaltimak hakikidur. Allah’ın değişmez kanunidur. Siz bir şeyu yükselttigünüzde veyahut da yükseltimek istediğunuz zeman, Allah onu alçaltır!”

Pedeviyi aldi yanina, gönülcağızını hoş etti yolladı.

Göreyimi sunuz, adami..

Ula helbet adamidur…

Napti, demiru soğittu!

İşte ha bu devecağaz Efendimuzun vefatından sonra çok hislendu, çok uzildi.

Kederinden ne yedi ne içti. Medina sokaklarında gözü yaşlı ağlayi, ağlayi dolaştı.

Ona su veyahut yem verenlerun hiç birusunu kabul eylamadi.

Uşaklar niyahetinden ha bu devecağız, Efendimuzun aşkıynan ancak pir puçuk hefta yaşayıyabildi.

Ha bu gaybana dünyada pi deve dahi peygamber aşkıynan ağlayi, üzüntüden öleyi de, ula pize noliy?