Evet, başlık iddialı… Ama iddiası, kısaltılmış olan harflerin taşıdığı anlamda değil tabii ki. Sadece edep ve hayâ duygularımın böyle bir başlık atmış olmamda beni çok zorlamasından kaynaklı. Henüz, çok samimi arkadaşlarım içinde bile o kısaltmayı kullanırken utanan benim, böyle bir durumu yazımın başlığına taşımakta ne kadar zorlandığımı tahmin bile edemezsiniz…
Neyse. Pazar pazar sizleri böyle bir konuda sıkmak, üzmek istemezdim. Ama maalesef ki unutma ve nankörlük üzerine sistemimizin kurulduğu insanlık olarak biz, özellikle modern zamanın da etkisiyle kendi ilim ve duruşumuzdan bir hayli uzakta yaşamaktayız; tabii yaşamaksa bu. Bu uzakta yaşıyor oluşumuz, insanların tahmin edemeyeceği zorlukta sorunlar ortaya çıkarıyor, hatta kimi zaman hayretler içerisinde bırakan sonuçlar doğuruyor. Bugün de sizlere, hayretler içerisinde, sözü de fazla uzatmadan -ve umarım şu harfleri yazımın içinde son kez kullanarak- bir ebeveyn tarafından LGBT kıvamında çocuk nasıl yetiştirir, canlı örnekleriyle anlatacağım. Şunu da beyan etmek isterim ki; anlattığım şeyler ebeveyn veya insanlar tarafından sapkınlık/sapıklıkla hareket ettiren duygular analizi değil; temel duyguların ve ifade şekillerinin normal düzeyde olması ve abartılmaması gerektiğini savunan tecrübeyle sabit düşüncelerdir.
1 – Karşılaştığım ve gözlem yaptığım kadarıyla, başta anne baba olmak üzere, insanlar; çocuk sevgisini abartıp olmayacak şeyler yapıyorlar. Bunlardan en bariz örneği, bir çocuğu severken dudaktan öpmektir. Çocuk, bir gelişim sürecindedir. Bu gelişim sürecinde, ailesinden duygularını nasıl ifade edeceğini öğrenir. Çocuk, sevgi duygusunu öperek ifade eden bir aileden “Seveceğim zaman öpmeliyim” mesajı alır. Bu noktada hemcins yahut karşı cins ebeveyni tarafından öpülen çocuk, kendi hemcinsine yahut karşı cinsine büyüdüğü zaman sevgisini öperek gösterecektir. Bu da mahrem sınırların sağlıklı oluşmamasıyla birlikte, hemcinsiyle olan ilişki düzeyini ayarlayamaması ve böyle bir akıma yönelmesini sağlayacaktır.
2 – Yine aynı şekilde, ebeveynlerin çocuk sevgisini fazlasıyla abartıp çocuğunu münasip olmayan yerlerinden öpmesi, okşaması, ısırması, elleriyle sıkması vb. gibi durumları, yine çocuğun cinsel kimlik gelişimine zarar vermekle birlikte aynı zamanda mahremiyet algısını ciddi anlamda zedelemektedir. Bu noktada münasip olmayan yerleri, cinsel organları olarak akla gelse de, çocuğun ayağının, göbeğinin, poposunun öpülmesi/ısırılması gibi durumlar, aynı şekilde sakıncalıdır.
3 – Çocukların küçük yaşta belli mahrem bölgelerinin çıplak şekilde dolaşılmamasına dikkat edilmemesi, başta kendi ailesine sonra da çevreye “mantık dışı şekilde” sergilenmesi, çocuğun kimlik gelişimi ve mahremiyet algısına ciddi zarar veren unsurlardan biridir. Özellikle yanlış bir algı olan “göster bakayım amcana” gibi komiklik aleti yapılan cümlenin aslında derin bir cinsel istismar barındırması kaçınılmaz bir gerçektir. Özellikle, 80’li 90’lı yıllarda bu algıyla hareket edip çocuğu (cinsel obje olarak sergilenmesini geçtim) normal sergileme unsuru yapan insanların, nasıl bir nesil yetiştirdiğini analiz etmek, günümüzde taciz-tecavüz vakalarını yaşatan insanların en çok hangi yaş aralığında olduğuna bakıldığında, nasıl bir yıkım yetiştirdiklerini görmek, çok da zor olmasa gerek…
Bu maddeler daha başlangıç. Bunun gibi gündelik hayatta yapılan ve farkına varılmayan birçok hususun devamını önümüzdeki hafta tekrar sizler için yazacağım. Okuyup farkındalık kazanmak ümidiyle.
Selam ve dua ile…