Dünyayı değiştiremeyebiliriz ama dünyanın gidişatını değiştirebiliriz…
Yeryüzünde iyiliği çoğaltıp kötülüğü azaltabiliriz…
Karanlık çağı aydınlığa çevirebiliriz…
Zalimleri tanıyoruz…
Ebu Zer’leştikçe Ömer’leri artırabiliriz…
Kan ile yazılmış coğrafyalara iyiliği taşıyabiliriz…
Merhameti artırabilir, vicdansızlığı yenebiliriz…
Ölülerimizi geri getiremeyiz ancak dünyanın nüfusuna kafayı takanlara dünyayı dar edebiliriz…
Sağlıklı sularımızı heba ettiler…
Toprağımızın altı kıymetli diye üstündeki bizi ölüme sürdüler…
Kandan dünya çizenleri mahvedebiliriz…
Kutlu bir zamana uyanmak istersek, yardımcımız Allah ise, öyleyse değişmez deme…
Değişir her şey sen istersen yüreğinle…
Yüz yılardır sen ölüyorsun…
Asırlardır senin ülkelerin işgal ediliyor…
Yıllardır ağıtlar yakanlar bizim analarımız…
Hep kötü adamlar kötüleri arıyoruz bahanesi ile bizim topraklarımızda ölüm saçıyor…
Irz, namus, kutsalımız onların ellerinde paçavra edilmiş…
Kimse ama kimse, koskoca ümmetin içinde kimse kötü adama kötü senin bağrında, bizim ülkemizi işgal etme diye ayağa kalkmıyor…
Seni topraklarımıza koymayacağız, defol demiyor…
Bizden birine dokunursan yanarsın diyemiyor…
Bu sen misin kardeşim…
Hala bacılarını kirletmişlere kapılarını açan soysuzlar, İslam beldelerinin başında duruyor…
Batı hangi baharı isterse ve hangi mevsimi reva görürse ümmet onu yaşıyor…
Kimse Hz. İbrahim (a.s.) gibi tek başına kalsam da putları yıkarım demiyor…
Demediği için, bizi öldürenler bizi kendi akılları ile yönetiyor…
Ümmetin altınlarını çalıp petrolü ile zenginleşenler en gelişmiş ölüm makineleri ile geri dönüyor…
Bir gece yürüyüşünde iki milyar ümmet vursa ayağını yere, yer gök titrer sesinde, heybetinde, bir dene kardeşim…
Kudüs’ten sesin Bosna’ya ulaşır, inan kardeşim…
Ancak suskunluk yağmış sanki en karanlığı ile üstümüze…
Dünyaya adaletin ne demek olduğunu öğreten dinin mensuplarını zillet içinde yaşatmışlar…
Bizi bir Allah kulu çıkıp kıyama durun dememiş gibi bir hayata razı yapmışlar…
Esirlerin ellerini dahi bağlamayan son nebinin ümmetinin zillet içindeki haline bir baksana…
Dağlar taşlar ağlıyor…
Dizlerini döven vahlar ile dünyayı tercih edenler şimdilik sıra ona gelmeyenler…
Sizin sessizliğiniz ile ölüyoruz işte bir asırdır…
Sahte gazeteciler zihnimizi işgal etmiş…
Sahte hocalar beynimizi kiralamış…
Paradan başka derdi olmayan üç beş din simsarı ümmeti etkisizleştirmiş…
Bazı kirli adamlar tepkilerimizi içimizden çekip almış…
Başına getirilen kafir liderler sana Müslüman diye yutturulmuş…
Yedi göbek kuşağı İngiliz soyu adamlar din değil savaş için mezhep demiş…
Seni içinde bin pare etmiş…
Kur’an’ın merkezinden seni uzak etmiş…
Vahyin penceresini sana kapatmış…
Hira’yı sana unutturmuş…
Kendini bulma diye içine sapkın kollar yerleştirmiş…
Sen de ölüm uykusu halinde sindikçe sinmişsin…
Sen sindikçe karanlık daha da büyümüş, bilmemişsin…
Oysa korkuyu öldüren liderlerin vardı bir zamanlar….
Ölmeden ölen önderlerin vardı bir zamanlar…
Hepsine uzak kalmışsın…
Uzak kaldıkça karanlığa yaklaşmış, batmışsın…
Sen özüne uzak durdukça Allah’tan, yârdan ayrılmışsın…
Bak haline, bu sen misin ey ümmeti Muhammet…
Bu sen misin sahi kardeşim…
Şimdi istila edilmiş harabeye dönmüşsün…
Düşmüş, devrilmiş, savrulmuşsun…
Kötülüğün sahiplerine kanar olmuş, doğrulara sırtını dönmüşsün…
Hadi be kardeşim, düştüğün yerden kalk…
Kalk ki iyilik artsın yeniden…
Sen kalk ki ayağa dünya değişsin yeniden…
Sen diril ki kötülük yenilsin yeniden…
Sen sustukça dünya daha karanlık olacak…
Sıran geldiğinde kötü senin diyarında da galebe çalacak…
Sen tepkisiz ve etkisiz durdukça kan dünden daha çok artacak…
Dünya rahmet vesilesi eline muhtaç…
Dünya vicdana, izana, namusa, merhamete muhtaç…
Bunu hakim kılacak bir tek sensin kardeşim…
İyilik senin medeniyetinin dışında yok, artık anla kardeşim…
Zulm ile abat olunmayacak, sen de değişimde emeği olanlardan yazıl tarihe…
Gel iyiliği çoğaltan iyilerden ol…
Sözden icraata geçen bir ümmet diriliyor şu günlerde…
Gel canından çok sev yetim çocukları…
Gel değiştirmek için bu kanlı dünyayı yola çıkan yiğitlerden ol…
Gel suskun leşler sussun yine…
Sen Hz. İnsan’ın olması gereken yerde ol…
Bir ümmetin dirilişi yaşanıyor bir asır sonra…
Bir ümmetin kıyamında saklı olan zafer kapıda…
Bir yavuz sultan selim kaftanı hazırlanmakta…
Sınırlarımızı kan ile çizenlerin şimdi boynunun ölçüsü alınmakta…
Sende diril ve koş kendi baharına…
Yetmez mi sana reva görülen kanlı baharın acısı…
Yetmez mi yaşadığın kanlı zaman…
Yetmez mi onca zillet içindeki acıdan imtihan…
Sen olmasan ümmetin baharı gecikirse…
Kötülük hala sürerse vebalin büyük kardeşim…
O yüzden çağlara Abdülhamid Han, Hasan El Benna, Şeyh Ahmet Yasin, Necmeddin Erbakan, Erdoğan ol kardeşim…
Uyduruk devrimlerin yalanı altından çıkıp…
Bir devrim yap ki dünyaya yön ver kardeşim…
İnsanlık senin baharını gözlerken, dünden daha dik, ölümüne ölümüne diren kardeşim…