Dolar, son günlerde geminden kurtulmuş at gibi aldı başını gidiyor; durdurabilene aşk olsun. Herkes döviz konusunda uzman, herkes ahkâm kesiyor.

Dolar yükseldi, öldük bittik!.. Dolar düştü, ey vah biz de düştük!.. Türk lirası değer kazandı, ihracat yapamıyoruz, batacağız!.. Türk lirası değer kaybetti, ithal ettiğimiz ürünler zamlandı, alım gücümüz düştü!..

Bu nasıl bir sistem ki düşmesi de bizi bitiriyor, çıkması da… Herkesin hayatı dolara endeksli…

Doları Kudüs’e giderken almak zorunda kaldım uzun yıllar sonra. Bir kısmını da ani bir şekilde dönmek zorunda kaldığım için harcayamadım. Büyük şeytanın gıdasını üzerimde taşımak beni ciddi rahatsız ediyordu ve üzerimde kalan 153 doları ilk fırsatta hemen TL’ye çevirdim. 150 dolar neyse de üç dolar sıkıntılıydı. Üzerimde üç tane birlik dolar vardı, Allah korusun bir de FETÖ’cü hainlerin kullandığı seriden falan olsa al başına belayı… Bir dolara ülkesini satan hainlerle aynı kefeye konmak bile insanın kalpten gitmesi için yeterli sebep…

Şimdi ne dolarım var ne avrom… Gerçi TL’min olduğu da söylenemez ya… Ben fakirliğiyle barışık, dövizsiz yaşamaya alışık, vatanına âşık bir âdemim!.. Dolar yükselmiş vız gelir, avro düşmüş tırıs gider!..

Ayfon, Samsung yerine Vestel telefon kullanırız; domates salçasını babamın bahçesindeki domateslerden yaparız, reçelimizi hanım yapar, peyniri Elif teyzeden alırım, tereyağını Fatma abla verir, yoğurdu Köroğlu’ndan aldığımız sütten kendimiz yaparız. Zaten öyle de yapıyoruz.

Aslında doların, avronun uluslararası ticaret yapan üç beş şirket dışında kimseyi doğrudan etkilediğini de düşünmüyorum. Geri kalanın psikolojik bir harp olduğunu, algı yönetimi yapıldığını düşünüyorum.

Dövizin ülkemize ve milletimize karşı bir silah olarak kullanılması bir vatandaş olarak beni oldukça rahatsız ediyor. Devlet büyüklerimizin, ekonominin başındakilerin bu konuda kalıcı çözümler üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Bedel ödenecekse bir defa adam akıllı bedel ödeyelim ama şu sarmaldan kurtulalım.

Gezi Kalkışması gibi ihanet sürecini, 15 Temmuz Darbe Girişimini def etmiş bu milleti dolarla, avroyla hizaya getiremeyeceklerini dışarıdaki düşmanlar, içerideki hainler görmeli artık.

Vatandaş olarak hesabımızda ve cebimizde gâvur parası kalmasın, gerekiyorsa döviz hesaplarına belli bir süreliğine el konulup mecburen TL’ye çevrilsin. Ancak başta devlet yöneticileri, devlet kurumları, şirketler, spor kulüpleri vb. olmak üzere döviz üzerinden işlem yapan tüm kurumlara TL’yle iş yapma zorunluluğu getirilsin ve uymayanlara çok ciddi yaptırımlar uygulansın!..

Millete fedakârlık yapın derken devlet kurumları, büyük şirketler, spor kulüpleri döviz üzerinden işlem yaparsa ve bu konuda adım atılmazsa bu millet de bunu bir köşeye yazar.

Devlet Bahçeli, Türkiye dolarla kurulmadı, dolarla yıkılmaz.” demişti. Olay tam da budur!.. Bizi dolarla hizaya getiremezsiniz!..

Dolar, gözleri yeşil bakanlar için bir anlam ifade eder; bizim gözlerimiz DOLAR, çeşmeden suyumuz DOLAR, çayımız bardağa DOLAR, evimiz misafir DOLAR; içimiz dost hasretiyle, yüreğimiz evlat sevgisiyle DOLAR; aklımız, fikrimiz vatan, millet, ümmet sevgisi ve kaygısıyla DOLAR ise yeter!..

Ötesi hiç dolmasa, hep boşalsa da olur!.. Yeter ki devletimiz payidar olsun!..