Siyonist İsrail’in Kudüs ‘ü 1967’de işgal etmesinin üzerine 1969’da kurulan İslam İşbirliği Teşkilatı, 13 Aralık 2017’ye kadar kınama, lanetleme dışında karar alamamış, endişe duymaktan öteye geçememiştir. Ancak, 13 Aralık’ta Recep Tayyip Erdoğan gerçeği devreye girdi. İİT’nin İstanbul’daki zirvesinde Doğu Kudüs, 57 ülke tarafından fiilen Filistin’in başkenti olarak tanındı ve dünya ülkelerinin tamamına da aynı çağrı yapıldı. Diğer önemli detay ise ABD’nin arabuluculuk rolünden azledilmesi oldu. Tabi, gözümüzden kaçan önemli bir ayrıntı daha var. Zirveye katılmayıp, manipülatif mektuplar gönderen Suudi Arabistan, Mısır, Bahreyn ve BAE için de yeni bir dönem başlamıştır. Arap halkları söz konusu ülkelerin kukla liderlerine, petrol parasını, ABD’ye hizmeti Müslümanlığın önüne koymuş bin avuç azınlığa (Lawrence’ın çocukları) öfke kusuyor. Müslümanların devlet olarak ayakta kalabilmiş tek varlığı olan Türkiye sapasağlam durursa, Arap ülkelerindeki değişimlerin tamamı ümmetin lehine olacaktır, emperyalizmin Arap Baharına karşı Türk Baharı’nın başlaması uzak değildir. Sadece zaman…
İİT’de alınan Doğu Kudüs kararına Türkiye’de “Kahrol İsrail, siyonizme lanet” sloganları dışına çıkamamış, 40 yıldır aynı döngü içerisinde ömür tüketen (Hayal aleminde yaşayan) cenahtan yoğun eleştiriler aldı. Tabi, bu eleştirileri yapanların çoğu Kudüs’ün haritadaki yerini bile bilmiyor, tek amaçları “İstismar.” Niye Doğu Kudüs? Doğu Kudüs bir kere BM nezdinde kabul edilmiş bir sınırdır. Yani Erdoğan, 5’li çetenin himayesinde BM’nin masa altı yaptığı dosyası yeniden gündeme taşıdı. İkinci olarak Erdoğan, İslam aleminin lideri olduğunu gösterdi ve 57 İslam ülkesi dışında, ABD emparyalizmi artı Siyonist karşıtı tüm milletleri Kudüs davasına ortak etti. Doğu Kudüs’ün 100’den fazla ülke tarafından (Çin gibi süper güçler dahil) Filistin’in başkenti olarak tanınması uzak bir gerçeklik değil. Kudüs ile ilgili tarihi, dini bütün motiflerin merkezi, bütün kutsallarımızın bulunduğu yer Doğu Kudüs’tür. Trump’ın kararının arkasındaki güç olan Siyonistler ve Evanjelist diye adlandırılan Siyonist Hristiyanların kıyamet senaryolarının merkezi de Doğu Kudüs’tür. İsrail, Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine 3. Süleyman tapınağını yapmadan şeytani Deccal krallığını kuramaz, Evanjelistlerin inancına göre ise Mescid-i Aksa yıkılmadan beklenilen Mesih gelmez. Ayrıca, siyonist Yahudiler, Kıyamet Vadisi’nden (Cennet-cehennem vadisi) cennete gideceklerini inanır. Hatta, çaldıkları Müslüman mezarlıklarının hepsini içi boş Siyonist mezarlarına çevirmişler. Rockefeller ve Rotchild mezarları bile bahsettiğim bölümde bulunur. Siyonistler cennete hızlı girebilmek için bahsettiğimi vadiye teleferik projesi yapmış konumdadır. Ana tabloda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı ve tüm Müslümanlara kabul ettirdiği Doğu Kudüs hamlesi dünyanın baş belası olan Siyonist-evanjelist ittifakının kıyamet senaryosuna karşı alınmış en önemli tedbirdir. Erdoğan, Müslümanların kutsalına el uzattırmadığı gibi tüm insanlığı yok etmeyi hedefleyen bu alçak ittifaka da diplomatik ölçüde “Dur” demiştir. Bu bağlamda Doğu Kudüs’ü korumak, Kudüs’ün tamamını yeniden İslam şehrine dönüştürmenin en bağlayıcı adımıdır, yeter ki inanalım.