Bilişim çağında insan en çok dost sohbetini özlüyor. Birbirini yıllarca çok iyi tanıyan ve bilen, düşüncesinden eylemine dair arkadaşının her konusuna hakim olan gerçek dostla yapılan sohbetin ve muhabbetin yerini ne alabilir ki?

Bilişim çağının artan psikolojik sorunlarının temelinde de bu güzel sohbetlerden mahrum kalmanın payı yüksektir bana göre… Dertleşmek, yardımlaşmak dostun sorunlarına ortak olmak her iki tarafın da birbirlerine güven duyması ile mutluluğun paylaşılmasına dönüşür.

Her ne kadar yüz yüze sohbetlerin kesildiği bir dönemi yaşasak da öyle dostlar vardır ki, teknoloji üzerinden dostlarını bilgilendirirler. Sevinçlerini, hüzünlerini paylaşır, her daim dostunu hatırladığının mesajını verir.

İşte tam da bahsettiğim gibi çok sevdiğim bir dostum bana ders alınması gereken yaşanmış bir olayın bilgisini teknolojik imkanlarla ulaştırdı. Her daim beni hatırlayan o güzel dostuma selam olsun diyorum ve bana aktardığını sizinle paylaşmak istiyorum.

“1951-1952 yıllarında İspanya hükümeti, otoyol yapımında dolgu malzemesi olarak kullanmak için Türkiye’den çok yüksek miktarda odun kömürü satın almak istiyor. O güne kadar İspanya’ya yapılan ihracat kalemleri arasında yer almayan bu talebin bir de özel şartı vardı:

Kömürlerin İskenderun’dan Saroz Körfezi’ne kadar Akdeniz ve Ege sahillerinde doğada kendiliğinden yetişen delice ağacından elde edilmesi isteniyordu. İstek dönemin hükümeti tarafından yüksek getirisi nedeniyle sevinçle karşılanıyor, ülkemizde bol miktarda bulunan delice kömürü ihraç edilmeye başlanıyordu. Görgü tanıklarının anlattıklarına göre, limanların üzeri gemi yüklemeleri sebebiyle kara bir bulut ile kaplanıyor göz gözü görmüyordu.

O yıllarda Ankara’da görev yapan ABD ticaret ataşesi, dönemin dışişleri bakanına ihraç edilen kömürün İspanya tarafından nasıl değerlendirildiği ya da nerelerde kullanıldığını araştırıp araştırmadıklarını soruyor. Aldığı cevap, getirisinin önemli olduğu, nerede kullanıldığının Türkiye’yi ilgilendirmediği şeklinde oluyor. Bunun üzerine ataşe konuyu kendisi araştırıyor ve otoyollarda dolgu malzemesi olarak kullanıldığı bilgisine ulaşıyor. Bununla yetinmeyip ABD’de tanıdığı mühendislerden bilgi alıyor ve otoyolda kömür dolgunun bir yararı olmadığını öğreniyor.

Öğrendiklerini bakana iletiyor, Türkiye’nin rahatsız olmadığını, gelirden dolayı memnun olduklarını söylüyor, konu kapanıyor. Delice ağacı zeytin aşılamak için en uygun ağaç olduğunu bilenler Türkiye’ye oyun oynamışlardı.

Sonuç olarak İspanya dünyanın en büyük zeytinyağı ihracatçısı ve aynı yıllarda Türkiye’ye margarin giriyor.”

Başka ülke insanlarının, bizim ülkemiz ve insanlarımızın mutluluğu için çalışmayacağını zaten biliyoruz. Bizler ülkemiz menfaati için hep bir olmalıyız. Siyasetçiler de hata yapabilir, hataları görmelerini sağlamak da vatana hizmettir.

Selam ve dua ile…