Türkiye’nin dört bir yanını, kıyısını köşesini virüslere karşı temizliyor, ilaçlıyoruz.

Dezenfekte yapıyoruz ki, insandan insana virüs bulaşmasın.

Korona musibetini en az zayiat ile atlatalım istiyoruz.

Memleketin her bir ferdi, birlik olmuş, el ele vermiş (mecazen el ele) bu kötü günlerin bir an evvel geçmesi için gayret sarf eder, dua eder, elinden ne gelirse yapıyorken, gördük ki, bazı virüslerden kurtulmak mümkün olmayacak.

Bu virüslerden birisi de Can Ataklı…

Biz zannediyorduk ki, Can Ataklı tarz virüsler 28 Şubat’ın pis ve kokuşmuş günlerinde kalmıştır.

Biz zannediyorduk ki, artık başörtüsünün bir demokratik hak değil, İslami bir vecibe olduğunu dost düşman herkes anlamış, idrak etmiştir.

Biz zannediyorduk ki, başörtülülerin başörtüsüzlere gösterdiği hoş görü ve müsamahanın aynısı karşılıklı olarak gösterilmektedirler.

Ara sıra otobüslerde, parklarda, yolda izde rastlanılan saygısızlıklar ve taşkınlıklar her iki taraf için de bir an önce son bulması temenni edilen polisiye hadiselerdir.

Ama öyle değilmiş, bu kin ve bu nefret ve bu öfke virüsü, her dönem mutasyona uğrayarak Can Ataklı gibilerin örümcek kafalarında varlıklarını devam ettiriyor, pandemi haline gelebilecek yer ve zaman ve fırsat kolluyorlarmış.

Hem de ne fırsat…

Tam da 138 ülkede okullar tatil edilmiş ve sadece dört ülkede uzaktan eğitime geçilebilmişken.

Bu dört ülkenin arasında Türkiye de varken.

Uzaktan eğitim EBA’nın ilk gününde Can Ataklı’nın beynindeki habis virüs ortaya çıktı.

O kadar nitelikli ve kaliteli işin arasında tuttu başörtülü öğretmene kin ve nefretini kustu.

Uzaktan eğitimde ders veren öğretmenden başörtülü olduğu için rahatsız oldu.

Cadde ve sokaklarını foşur foşur yıkayan Nevşehir Belediyesi alsa bu Can Ataklı habisini, içini dışını, sağını solunu, orasını burasını iyice ve hem de foşur foşur yıkasa virüslerinden temizlenebilir mi?

Sanmam…

Tam adı Eğitim Bilişim Ağı olan ve kısaca EBA olarak bilinen uzaktan eğitim sistemi 2015 yılında Prof. Dr. Nabi Avcı’nın Milli Eğitim Bakanlığı döneminde hayata geçirildi.

Yeri gelmişken Nabi Hocayı ve ekibini koronadan beter Can Ataklı’lara rağmen tebrik ederek şimdiki bakanımız Ziya Selçuk beye sormak isterim;

Adnan Menderes’i idamının çizgi film olarak gösterilmesinden rahatsız olanları haklı bulmanız, Menderes’i ‘milletin adamı’ diye sevenlere haksızlık değil mi?

Onlar idam edecek ve fakat biz bunu çocuklarımıza anlatamayacak mıyız?

Dün Menderes’i idam eden zihniyet ile bugün heykele koronavirüs temizliği yapan zihniyet aynıdır.

Devrin Başbakanı’nı astıktan sonra eşinden idam ipinin parası isteyen zihniyettir bu…

Bunların hiçbiri umurunda olmayanlar, bunların hiçbiri zoruna gitmeyenler çizgi filmden rahatsız olmuşlarmış…

Olsunlar…

Hani, “Necip Fazıl’ı okudum, tüm hayatım değişti!” demiştiniz ya bir ara… Çok değil bir yıl önce, Mart 2019’da…

Necip Fazıl’ın gençliğe hitabesinde ifade ettiği “dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik” yetiştirmeyecek miydik?

Ne oldu o iş?