Şuradan başlayalım:
Son yüzyıl dünya siyaseti ve ekonomisini anlamak için aslında mukaddimemiz belli. Biri Amerika’nın sahibi Rockefeller, diğeri Alman Yahudisi Rothschild ailesi…
Sadece bu iki aile ve onların satın aldığı küsuratlar derinlikli bakıldığında manzara tam anlamıyla netleşir.
Etrafımızda olup biten şeyleri popüler –ve çoğu yüzeysel, eksik, hatalı- okumalarla aydınlığa kavuşturmak çok zor… Hatta imkânsız… Hele hele kendine “Dünya Devlet Başkanı” sıfatı vermiş küresel ‘resmi terörist’ler varken…
Bu iki aile dünyanın iki efendisi… En zengin iki aile… Fakat her nedense vergi listelerinde adları bile görülmez. Tek meziyetleri dünyanın tamamını sömürerek kendi varlıklarını sürdürmek…
Onlar istediklerine koltuk verir, istedikleri kadar görevde kalmalarına müsaade eder, sıkıldıklarında darbe yapar, koltukları temizleyip başkalarının altına sürerler.
David Rockefeller, 102 yıllık ömründe (1915-2017), dünyanın asıl sahibi gibi davranmıştır. ABD başkanlarını o seçmiş, onlara destek vermiş, verdiği desteğin karşılığını da fazlasıyla almıştır. Öldüğünde trilyonlarca dolara hükmeden bir aile büyüğü olarak kayıtlara geçti, o kadar.
Henüz 1940’lı yıllarda, yani İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı günlerde, ABD’de gazetelerin üst düzey yöneticilerini ağırlamış ve 5 yıl sonra bitecek savaşın sonunu şu sözlerle tayin etmişti: “Hitler ve Almanya bu savaşın sonunda yok edilecek. Böylece dünyanın tek hâkimi, jandarması Amerika olacak. Amerikan malları için yeni pazarlar bulunacak. Dünyanın bütün zenginlikleri ile petrolleri bize akacak.”
Nasıl bir öngörü ama!..
Bu açıklamayı öyle bir dönemde yapıyor ki! ABD, Almanya’ya her türlü desteği veriyor. Kredi sağlıyor, silah gönderiyor, ambargoyu önlüyor, Alman Yahudilerinin Filistin’e göç etmeleri için yardımcı oluyor. Fakat bu arada Almanya’da kalan Yahudilerin de bütün mal varlıklarına el koyuyor. Tam tersi olsa idi, bugün Avrupa’da nasıl bir siyasi tablo olurdu düşünelim.
Aynı Rockefeller, bir taraftan atom bombası icat etmek için çalışmalar yapan Einstein’ı destekliyor. 2 milyar dolara mal olan bombaların Almanya yerine Japonya’ya atılmasını öneriyor…
Amerika hariç bütün dünyada nüfusun azaltılması için virüs üretip yayan da aynı aile… İlaç ve gıda terörü ile bunu başardılar ve milyarlarca dolar gelir elde ettiler.
Aslında bütün bunlar malumun ilamı…
Fakat bir anekdot daha…
GDO meselesini dünyanın başına bela eden de bu aile! Bugün sınır boyunca duvar ördükleri Meksika’da 1960’larda başlattıkları GDO deneylerinden elde ettikleri ürünlerle milyonlarca insanın ölümüne neden oldular. Hibrit tohumlar için başlatılan çalışmaların nasıl ölüm makinasına dönüştüğünü kalp, şeker ve kanser hastalıklarının sonuçlarına bakarak rahatlıkla görebiliriz.
Dahası, sapkın illuminati hareketinin de kurucusu olan David Rockefeller, şeker hastalığını ortadan kaldırmak için çalışan bilim adamlarının ölüm fermanını imzalayan bir cani!
Bu caniler yüzünden bugün dünya milletleri kanser tedavisi için yıllık 1,5 trilyon dolar para harcıyor. Bu paranın en büyük kısmı ise kanser ilacı üreticisi olan Rockfeller ailesinin kasasına gidiyor.
GDO’lu ürünlerin bu ailenin şirketleri kanalıyla ülkemize girdiğini de belirtelim ve konuya bir sonraki yazımızda devam edelim.
Nasipse…