CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu’nun vatana ihanetten 25 yıl ceza alıp tutuklanmasının ardından Ankara’dan İstanbul’a başlattığı sözde ‘Adalet Yürüyüşü’nü sürdürüyor.
Bu yürüyüşün esas niyetini anlamazsak algıların esiri olabiliriz. Kılıçdaroğlu, yürüyüşün her aşamasında her kesime şirin mesajlar veriyor. Sadece ‘Adalet’ için yürüdüğünü ısrarla söylüyor. Siyasi parti altında değil tek başına yürüdüğü imajını her platformda veriyor. Her kesimi yanına çekme çabasının altında başka niyetler yatıyor. Yürüyüş haberlerine bakın, fotoğraflarına bakın ‘Adalet arayan tek adam’ imajı verilmeye çalışılıyor. Özellikle inançlı kesimin algısına dönük operasyonel PR çalışması yürütülüyor.
Adaletsizliğin zirve yaptığı 28 Şubat döneminin şiddetli savunucusu Kemal Kılıçdaroğlu, şimdi adaleti savunan adama dönüştürülmeye çalışılıyor. Millete rağmen çıkarılan yasaların ‘Laiklik’ adına koruyucusu iken, şimdi ‘Adalet’ demesinin altında derin proje yatıyor.
Kılıçdaroğlu, partisi CHP’nin imajının milletin nezdinde yerlerde olduğunu biliyor. Sonunda bunu öğrendi. Yeni bir strateji gerekiyordu ve bu strateji gereği “adaleti arayan adam” konumuna getirilerek yürütülüyor. CHP’nin asla iktidar olamayacağını bilenler, şimdi Kemal Kılıçdaroğlu’nu yürütme projesini önümüze koydular. Gezi tutmadı. ‘Duran adam’ tutmadı. Şimdi “yürüyen adam” tutsun istiyorlar.
Evet, bu yürüyüş kararını Kemal Kılıçdaroğlu almış gibi görünse de kararı veren kendisi değildir. Ona bu kararı aldıranların bu işte bir hesabı var. Yürüyüşü destekleyen terör örgütü uzantıları yurt içi ve yurt dışında bu işe organize olmuşlar. Medya ve tanıtım organizasyonlarına yatırılan paralarla milletin algısını ters yüz etme çabasıdır bu.
Neden mi?
Birincisi, terör örgütleri Türkiye’de hareket alanını kaybetti. Bu nedenle daha önce HDP’yi umut gören ve ‘Benim oyum HDP’ye’ diyen bu yapıların şimdiki umudu CHP oldu. Ancak, CHP ile bir başarı elde edilemeyeceğini görenler, Kılıçdaroğlu’nu ‘Adalet için yürüyen’ tek adam algısı ile kahramanlaştırmayı amaçlamaktadırlar. Zaten MHP’yi FETÖ üzerinden ele geçirmek istemiş ve başaramamışlardı. Bu nedenle bu yürüyüşü siyaset dışı yürüyüş olduğu algısına kavuşturmaya çalışıyorlar.
İkinci neden ise; İç ve dış toplumu Türkiye’de adaletsizlik olduğu algısı ile kandırıp, 2019 seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı adayı yapacaklar. Böylece Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin adayı değil, ‘Adalet’ adayan herkesin adayı konumunda gösterecekler. Yani ‘Hayır’ cephesinin lideri pozisyonu yaratacaklar. Tabii ki bu algı yönetimi Cumhurbaşkanlığı seçimi içindir ve seçimlere kadar sürecek.
Yani ‘Adalet’ için tek başına yürüdüğünü söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, aslında Türkiye’de hareket alanı bulamadığı için nefes alamayan terör örgütlerinin umudu ve kurtarıcısı olacak. Ama, kamuoyu onu ‘Adalet arayan adam’ olarak algılayacak. Böylece de güçlü bir cumhurbaşkanı adayı ortaya çıkmış olacak. Bu yüzden HDP’nin ve bağlantıları açıkça ortaya çıkan FETÖ ve diğer terör örgütlerinin açık desteğinden ziyade gizli destekleri söz konusu.
En önemlisi de tüm bu oyunlara zemin hazırlayacak, örnek oluşturacak unsurlara fırsat vermeyelim…