AK Parti ve MHP’nin Seçim Kanunu ve Siyasi Partiler Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM'ye sunuldu.
Buna göre; milletvekili seçim barajı yüzde 10'dan yüzde 7'ye düşürülüyor.
İttifaklar yüzde 7 seçim barajını geçtiği takdirde ittifakı oluşturan partiler barajı geçmiş sayılacak.
Seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısına göre belirlenecek.
Bazıları, bu değişiklikler kanunlaşırsa yüzde bir buçuk diye ifadelendirilen partilerin Millet İttifakı’na hiçbir katkısının olamayacağını ve bu partilerin CHP ve İYİ Parti’nin sırtına büyük yük olacağını iddia etseler de yeni sistem ile Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı adaylığını garantilemiş olacaktır.
Çünkü daha önce de belirttiğim gibi, yüzde 7 de olsa yüzde 10 da olsa buçuk partilerin ittifaksız Meclise girebilme ihtimalleri yoktur.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu Sivas’tan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal Yozgat’tan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Konya’dan ve Deva Partisi Ali Babacan da Ankara’dan, CHP milletvekili adayı olmaları karşılığında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adaylığını desteklemek durumundadırlar.
Çünkü seçime kendi partilerinden girerlerse milletvekili seçim çevrelerinde alacakları oylar Meclise gidebilmeleri için yeterli olamayacaktır.
Bu partiler öncelikle ve özellikle CHP’den, kısmen de İYİ Parti listelerinden milletvekili adayı olmak zorundadırlar.
Benzer bir durum, Millet İttifakında milletvekili al gülüm, ver gülümleri önceki seçim döneminde yaşanmıştı hatırlarsanız…
2018 yılında İYİ Parti'nin seçimlere katılabilmesi için, 15 CHP'li milletvekili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla istifa ederek İYİ Parti'ye katılmıştı.
Yine tarih bu sefer tersinden tekerrür edecek ve seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi sebebiyle İYİ Parti’nin baraj tehlikesi kalmayacağı için seçim çevrelerinden alacakları oy sayısına göre Meclis’te temsil edilebilecekler.
Matematik bu olunca Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına evet demek zorunda kalacaklardır.
Son tahlilde HDP de Kılıçdaroğlu’nun adaylığını evet diyecektir.
Şöyle de bir ön görüm var benim;
Altı parti ve HDP’nin desteğine rağmen Kılıçdaroğlu aday olamayacaktır.
Çünkü Kılıçdaroğlu’nun ‘Dostlarım’ dediği Biden’ı sevk ve idare eden küreselciler, tekelciler, ekonomik tröstler; Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanabilmek için Kılıçdaroğlu’nun yeterli olduğuna inanamamaktadır.
Kılıçdaroğlu’nun yerine daha garanti aday arayışı devam etmektedir.
Nitekim Akşener, arayışın sinyalini birkaç gün önce yaptığı, “Adını bile bilmediğiniz derleyici toparlayıcı, bu ülkede herkesin Cumhurbaşkanı olacak bir kişiyi aday göstereceğiz” açıklamasıyla vermiştir.
Kimmiş ki o…
Ben olabilir miyim?
Herkes kendinden ümitlenmeye başladı…
İşler beklediğimizden daha fazla karışacak.