Devletimiz ne zaman kendi göbeğini kesmeye kalkıp dış operasyona çıksa ülkemizin savunmasını sınırlarımız dışından başlatsa hemen ülke içinden birileri yaygara koparmaya başlıyor:
Bizim Libya’da ne işimiz var? Bizim Suriye’de ne işimiz var? Bizim Irak’ta ne işimiz var? Bizim Somali’de ne işimiz var?
İnsan, küçük dilini yutacak hâle geliyor. Bunlara itiraz etmesi gerekenler, içerideki muhalefet değil de dışarıdaki düşmanlar olmalı…
Devletimize, milletimize saldıranlarla; terörün arka bahçesi, insan kaynağı olanlarla dirsek temasında olacaksın, açık gizli ittifak yapacaksın, sonra da terörden şikâyet edeceksin!.. Teröristlerin Meclis’teki temsilcileriyle kol kola gezeceksin, sonra da şehitler için timsah gözyaşları dökeceksin, şehit edebiyatı yapıp milletin acısından prim yapmaya kalkacaksın.
Sınırlarımızın dibinden şehirlerimize bombalar atılıp, füzeler yollanırken ülkemizi koruyamamaktan bahsedip hükûmete, devlete saldıracaksın; devlet yetkilileri, kendi milletini ve topraklarını korumak için sınır dışı operasyon yapmaya başlayınca “Sınır ötesinde ne işimiz var?” diye yaygara koparacaksın.
Bu ne yaman çelişkidir, bu ne tutarsızlıktır.
Çelişkiler bunlarla sınırlı değil ki… Akdeniz’de İsrail, Rumlarla ortak doğalgaz ve petrol ararken “Herkes Akdeniz’de, bir tek biz yokuz.” diye hükûmeti eleştireceksin. Sonra Türkiye, en güçlü şekilde Akdeniz’de var olup Libya ile anlaşıp Akdeniz’in bir Rum, Yunan ve İsrail gölü olmasının önüne geçince bu defa da “Libya’da ne işimiz var?” diye yaygara koparacaksın. Rum, Yunan ve İsrailliden daha fazla saldıracaksın kendi devletine.
Suriye’de Katil Esed kendi halkını bombalayıp katliam yaparken Türkiye’ye sığınan mazlumlar için ülkelerine döndüklerinde katledileceklerini bile bile “Suriyeliler ülkesine dönsün.” diye tepineceksin, iktidara gelirsen tüm Suriyelileri sınır dışı edeceğini söyleyeceksin, Türkiye sınırlarını açıp isteyenin yurt dışına çıkabileceğini söylediğinde Suriyeli aşkın(!) depreşecek ve Suriyelileri göndermenin insanlık suçu olduğundan dem vuracaksın!..
Muhalefet olmanın illa iktidarın söyleminin, eyleminin karşısında olup zıddını söylemek ve yapmak olduğunu sanacak kadar basitleşeceksin ve “Şehitler Tepesi boş değil.” sözünü alıp “Bizim iktidarımızda Şehitler Tepesi boş kalacak.” diyecek kadar ne söylediğini, sözünün nereye gittiğini bilmeyecek kadar akıl, izan ve mantıktan uzak olacaksın!.. Sonra da çok büyük bir gaf, zihniyetin yansıması olan saçmalığın özlü söz olduğunu sanacak ve kurumlanacaksın!.. Şimdi sana uzun uzun “Şehitler Tepesi boş değil.” sözünü açıklamak isterim ama biliyorum ki kalem ve kelam israfı olur.
“Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyiniz. Bilâkis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.” (Bakara, 154)
Anlamanı beklemiyoruz da en azından anlamadığın konularda susmayı denesen olmaz mı?
Dışarıdaki düşmanların yapamadığı düşmanlığı, “muhalefet yapıyorum” yalanıyla sen ülkene, devletine ve milletine yapacaksın. Düşmanların ülkene veremediği zararı “muhalefet yapmak” kılıfıyla sen vereceksin, sonra da bu devleti yönetmeye talip olup bu milletten destek bekleyeceksin.
Darbe manzaralı kahve de ister misiniz?