Yüzünden gülücükleri düşürmeyen, tevazu abidesi olarak gösterilen Ekrem İmamoğlu kendisine soru yönelten bir gazeteciyi “bana başkanım demediğin sürece seninle konuşmayacağım” diyerek azarlamıştı.

Binali Yıldırım ise katıldığı bir etkinlikte tokalaştığı bir vatandaşın “Başkanım diyelim mi demeyelim mi” sorusuna “Gönlünden ne geçiyorsa.. Topal Dursun’un oğlu Binali de” cevabını vermişti.

Bunu diyen kişi Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en başarılı Ulaştırma Bakanı. Türkiye’ye yaptığı hizmetleri bir yana bırakıp belediye başkanlığına talip olduğu İstanbul’a yaptıklarına bakalım.

İstanbul’un mevcut 350 km bölünmüş yoluna 445 km daha bölünmüş yol ekledi.

Asya ve Avrupa’yı denizin üstünden Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile altından ise Avrasya Tüneli ve Marmaray ile bağladı.

İstanbul-Bursa arasını 1 buçuk saate indiren Osman Gazi Köprüsünü, İstanbul-Eskişehir arasını ise 3 saate indiren Ankara-Eskişehir-İstanbul yüksek hızlı trenini yaptı.

Dünyanın en büyük ve modern havalimanı İstanbul Yeni Havalimanını yaptı.

Devasa projeleri hayata geçiren, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı görevlerinin de üstesinden başarıyla gelenBinali Yıldırım bu yaldızlı sıfatlardan ziyade hep Topal Dursun’un oğlu olmakla övündü.

Ezcümle İstanbul’un başına İBB Başkanı olduğu 19 günde kendini kaybeden, en ufak bir eleştiride küstahlaşan CHP adayı değil, geldiği yeri unutmayan, başarının kibrine değil hizmetin aşkına tutulan samimi ve hasbi Topal Dursun’un oğlu Binali yakışır.

BİLEREK YALAN SÖYLÜYORLAR

Hayatımda bu kadar aleni ve rahat yalan söylendiğine şahit olmadım. Nihat Hatipoğlu’nun programına katılan başörtülü bir tıp öğrencisinin “Hocam, ameliyat sırasında namaz vakti gelse, ameliyatı bırakıp namaz kılmak daha fazla sevap değil mi” dediğini öne sürerek kızcağıza demedikleri hakareti bırakmadılar. Kızın tıp öğrencisi olmadığı, öyle bir soru da sormadığı video ile belgelenince özür dilemek yerine daha da azgınlaştılar.Zira hakikat, utanmak zerre kadar umurlarında değil.

Ardı arkası gelmeyen yalanlarını deşifre etmekten kendi hakikatlerimizi dillendirmeye fırsatımız kalmıyor. Asıl stratejileri de “onlar bizim yalan çamurunda patinaj yaparken bizler zirveye emin adımlarla ilerleyelim” olmalı. Seçimden bu yana başarıyla işleyen bu plan “Topal Dursun’un oğlu Binali” başlığının sosyal medyada zirveye oturmasıyla bozuldu. Hasan Kaçan’ın vesile olduğu bu hayırlı adımla onların yalanlarının nesnesi değil, kendi doğrularımızın öznesi olduk. Yalanlarına artık kulak vermeyelim, onları kazdıkları yalan çukurunun zilletinde yalnız bırakalım.Doğrularımızın aydınlattığı yolda yürümeye devam!