Yaşlı ve genç iki borsacı yolda yürüyormuş. Yaşlı olan borsacı, genç olana mesleğin püf noktalarını anlatıyormuş.

Yaşlı borsacı, “Bak evladım, bu meslekte fırsatları değerlendirmek yetmez, bazen bu fırsatları senin yaratman lazım. Her zaman etrafta fırsat varmış gibi etrafa dikkatli bakman lazım. Mesela şu gördüğün taze köpek pisliği, senin için önemsiz bir şey gibi gözükebilir ama ben sana ondan bir parmak alıp yemen için bin lira vereyim desem bu senin için büyük bir fırsat olmaz mıydı? Yapmaz mısın?” demiş.

Genç borsacı, “Elbette neden olmasın?” diye karşılık vermiş.

Yaşlı borsacı, “Öyleyse al sana bin lira, yap bakalım.” demiş.

Genç borsacı, tereddüt etmeden pislikten bir parmak alır ve yutar.

Bir süre yolda yürüdükten sonra genç borsacı dayanamaz sorar: “Peki aynı teklifi ben size yapsaydım sizde yer miydiniz?”

Yaşı borsacı, “Elbette neden olmasın?” demiş.

Genç borsacı, “Öyleyse az ötedeki pislikten bir parmak siz alıp siz de yutar mısınız?” demiş.

Yaşlı borsacı yutar ve genç olan az önce aldığı bin lirayı yaşlı olan borsacıya verir.

Bir müddet yürüdükten sonra genç borsacı konuşur:

“Peki efendim, şimdi siz bana bin lira verdiniz o pisliği yedim; sonra ben size sizin bin liranızı verdim o pisliği yediniz. İkimiz için de değişen bir şey olmadı. O hâlde biz bu pisliği niye yedik?” demiş.

Yaşlı borsacı, hiç istifini bozmadan, “Öyle deme evladım, iki bin liralık işlem hacmi yarattık!..” demiş.

Bu fıkra bana Suriye’ye giren iki terör örgütünü çağrıştırdı: PYD/PKK, İŞİD/DAEŞ.

Birbirinden farklı gibi görünüyorlar ama ikisinin de beslendiği kaynak aynı, ikisi de aynı odaklara hizmet etti; ikisinin de efendisi Batı ve ABD, ikisi de Müslümanlar’a düşmanlık ederek, Müslümanlara zarar vererek Batı’ya ve batıla uşaklık ederek onlara yaranmaya çalıştı.

Batı ülkeleri, özellikle de ABD, bunları kandırıp Suriye’de ön plana sürdü, maşa olarak kullandı. Birine Suriye ve Irak’ı yönetme, diğerine ise Suriye’nin, Irak’ın kuzeyinde, uzun vadede ise Türkiye’nin güneyinde ve doğusunda devlet kurma vaadinde bulundu.

Sırtını Batı’ya dayayan bu terör örgütleri ve teröristler de bölgelerinde akla hayale gelmedik katliamlar yaptılar, terör estirdiler; bölge insanına, Müslümanlara tarifsiz acılar yaşattılar.

Ancak Türkiye’nin kararlı duruşu ve sınır içinde ve sınır dışında yürüttüğü etkin mücadele ile önce İŞİD/DAEŞ bölgede günden güne eridi. Şimdi esamisi bile okunmuyor.

Daha sonra ise PYD/PKK’nın, özelikle son Afrin operasyonuyla birlikte tüm hayalleri suya düştü, hevesleri kursaklarında kaldı.

Şimdi de Türkiye’nin Münbiç operasyonu gündemde ve ağababaları ABD de onları yarı yolda bıraktı. Ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar ve IŞİD/DAEŞ gibi bunlar da yediği pislikle kalacaklar.

Hem IŞİD/DAEŞ hem PYD/ PKK, ABD’nin ve Batı ülkelerinin önlerine koyduğu pislikleri, kendilerine vaat edilen devlet yönetme ve devlet kurma vaadiyle gönüllü olarak yediler. Ancak şimdi ikisi de yedikleri pislikle kaldılar. Öldürdükleri, yerinden yurdundan ettikleri, katlettikleri bölge insanına, Müslümanlara bakıp elde ettikleri işlem hacmiyle övünürler bir araya geldikçe artık.