Türkiye’de batı tarafından konumlandırılmış, zenginleştirilmiş, eline yeri geldiğinde kalem, yeri geldiğinde silah verilmiş, kimi zaman mikrofon uzatılmış, kimi zaman iktidara getirilmiş bir zümre var. Zümreden kastım CHP. Kendi toplumuna, değerlerine, tarihine düşman bir topluluk, bir proje partisi, adeta milli mücadeledeki İngiliz muhipler cemiyeti ya da Türkiye’yi batıya kul, köle etmek isteyen ne kadar oluşum varsa hepsinin bileşeni. CHP’nin millete, yüce dinimiz İslam’a yaptığı düşmanlıkta kullandığı sadece 2 enstrüman var: Atatürkçülük ve Kemalizm. Kavram tanımları farklı farklı olabilir ama sonuç aynı. 27 Mayıs 1960’ta, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de, 28 Şubat’ta cuntacıların ağzında Atatürkçülük vardı. AK Parti’ye 8 Ocak 2003 ve 27 Nisan E- Muhtırası’nı veren cuntada Atatürk’ün arkasına saklanmıştı. Yine aynı dönemde sözde Atatürk severler cumhuriyet mitingleriyle hükümeti devirmeye çalıştı. Gezi’de otobüs yakan, dükkânları talan eden, polise saldıran teröristlerin niyeti de sözde Atatürk’ü savunmaktı. FETÖ’cü alçaklar bile 15 Temmuz işgal girişiminde yayınladıkları darbe bildirisinde M. Kemal’in sözünü cuntalarını adlandırmak için kullandığını belirtiyor, darbeyi Atatürk adına yaptığını söylüyordu. Atatürkçülük oynayanların samimi olmadığını, Atatürkçülüğü araç olarak kullandığını görmek için bu kadar emsal bence yeterli. Atatürkçülük bunlar için yeri geldiğinde iktidara el koymak, Müslümanlara saldırmak için bir silah, mesele bu kadar basit.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan 10 Kasım’da bu meseleyi dile getirdi, tabi anlayana. Türkiye hiç olmadığı kadar tehdit altında, güney sınırları özelinde. Yani bu dönemdeyken Türkiye’de hiçbir kriz yaşanmaması gerek, toplumsal kargaşa olmamalı 80 milyon tıpkı Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Eğer Türkiye içerideki bir kargaşadan dolayı sendelerse beka sorunu yaşar, toprak bütünlüğü tehlikeye girer. Erdoğan’ın ana meselesi toplumu diri tutmak. Tabi Erdoğan’ın çıkışı başta CHP olmak üzere birilerini rahatsız etti. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, daha ilk dakika “İlk seçim gerçek Atatürkçüler ile Atatürkçü olmayanlar arasında yapılacak” söyleminde bulundu. Tabi onu da anlamak lazım. HDP için Kürtçülük neyse, CHP içinde Atatürkçülükte o. Ellerindeki ekmek gidiyor. CHP’nin bütün yolları tıkandı. Bu toplumsal uzlaşı sürdüğü müddetçe CHP’nin oylarında ciddi bir gerileme olması muhtemel, bunun kavgasını veriyorlar.
Ana eksende Osmanlı ile Cumhuriyeti kavga ettirerek bir yere varamayız, yıllarca geçmişe saplandığımız için geri kaldık, birbirimizle kavga ettik. Mustafa Kemal elbette eleştirilecek, tarihi gerçekler eşliğinde milletin vicdanında elbette yargılanacak ama bu ülkedeki yeri de bir gerçek. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir hamle ile Türkiye’de kaos planlayan kim varsa hepsini alt etti. Batının elindeki tek malzeme olan Atatürkçülüğü ellerinden aldı. Düşünün cezaevindeki FETÖ’cü darbecilerin bile kendilerine Atatürkçüyüm dediği bir tehlikeli yapıdan bahsediyoruz. Ayrıca, Erdoğan çıkışının ardından ahkâm kesen eskilerinde aklını başına alması lazım, onlar Erdoğan’a siyaset öğretemez, AK Parti’nin onların aklına ihtiyacı yok. 80 milyonun birbirini sevdiği bir Türkiye umuduyla.