Temel, karısı Fadime’nin kedisinden nefret etmektedir. Bir gün kararını verir ve Fadime evde yokken kediyi yakalayıp arabasına koyar.

Bir iki km kadar ileride, bir köprünün yanına bırakıp evine döner. Kapıyı açıp eve döndüğünde bir de bakar ki kedi sepetinde oturuyor. Ertesi gün, Fadime’nin evden çıkmasını bekleyip kediyi yine arabaya atar. Bu kez beş altı km ötedeki bir kasabada, bir çöp konteynerinin içine bırakır.

Eve döner, kapıyı açar; kedi yine başköşeye kurulmuş, Temel’ e kötü kötü bakıyordur.

Ertesi gün işi iyice inada bindirir, kediyi yakaladığı gibi yirmi otuz kilometre direksiyon sallar; bulduğu her tali yola girer, kedi yönünü kaybetsin diye çeşitli şaşırtmaca yollara sapar, daireler çizer.

Sonunda yaptığı işten iyice emin olunca arabayı durdurur ve kediyi bırakır. Arabasına atlayıp evinin yolunu tutar.

Saatler sonra Temel, evine telefon açar:

– Uy Fadime, kedi yanında midur?

– Evde, niye soraysun da?

– O terbiyesize telefonu ver; kayboldum, yolu tarif etsin!..

İstanbul seçimlerini ve Ekrem İmamoğlu’nun içine düştüğü hâli bu fıkradaki duruma benzetiyorum.

Fadime, burada makamı temsil ediyor; seviliyor ve kimseyle paylaşılmak istenmiyor, ne olursa olsun elde tutulmalı…

Ekrem İmamoğlu ise o makamı elde etmek, elde tutmak için rakiplerini ne pahasına olursa olsun saf dışı edip evde tek başına kalması gereken kocayı…

Kedi, sevilmeyen ve hep kurtulunmak istenen millet… Millet, mutlaka kurtulunması, saf dışı bırakılması gereken en büyük engel…

Ev ise sandık… Sandıktan milleti bir uzaklaştırsa makamın tek sahibi olacak, makam kendine kalacak…

Eeee, bu durumda sandıkla milletin arasına engel konulmalı, milletin sandığa ulaşması bir şekilde engellenmeli… Bunun için ise her yol mübah…

Gelin görün ki millet, bir şekilde sandığa gidiyor ve makamın sahibinin CHP’li birinin olmasını engelliyor.

Muhtıralar işe yaramıyor, darbeler akim kalıyor, ekonomik krizler eskisi gibi etkili olmuyor.

Ak Parti’nin uzun yıllardır milletten değer görmesini, milletin Ak Parti’yi ve Reis’i çok sevmesini hazmedemiyor CHP’liler ve Ekrem İmamoğlu… Milleti Ak Parti’den ve Reis’ten uzaklaştırmak için her şeyi yapıyorlar, her yola başvuruyorlar.

Yalanlarla, dolanlarla, algı operasyonlarıyla milletin tercihini değiştirmeye çalışıyorlar yıllardır.

Son seçimlerde öncekilerden daha dolambaçlı yollara girdiler, kırk takla attılar, çukurlara indiler, tepelere çıktılar, oldukları yerde pervane gibi döndüler ki millet sandıkta yolunu şaşırsın da yanlış yollara sapsın diye…

Ancak son girdikleri yol hiç yol değildi. Kendilerinin geri dönemeyeceklerini düşünmeden milleti öyle dolambaçlı bir yola soktular ki…

Milleti yoldan çıkarmak için yaptıkları manevralar, kurdukları tuzaklar, planladıkları oyunlar kendilerini yoldan çıkarmış gibi… Şimdi sandığa tekrar dönecekler ama dönüş yolunu bulamıyorlar.

Alo Canan, millete söyle Ekrem’e; affedersiniz Alo Fadime, kediye söyle Temel’e dönüş yolunu göstersin!..