Bülent Arınç, zeki bir insandır. En evvela hukukçudur.

Sonu gelmez uzun cümleleri kurarken başını unutup dağınık bırakmaz.

Bakmayın “Bana ahmak diyebilirsiniz” demesine. Bal gibi de zekâ küpüdür.

Bu sözleriyle dip yapıp, yeniden su üstüne çıkmaya çalışıyor olabilir.

Ama eğer sözlerinde samimiyse edeben kendisine ‘ahmak’ demekten hayâ ederim.

Pişmanlık duyuyorsa; cübbesini giyip bu hainleri savunmak isteğinden, o halde bildiklerini anlatsın. Bakanlığı dönemindeki kadrolaşmaları deşifre etsin.

Kimleri nereye yerleştirmişse teker teker ortaya çıkarsın.

Özellikle TRT ve Anadolu Ajansı’ndaki Paralel kadrolaşmaları…

İşte ona fırsat.

Memlekete bundan daha iyi hizmet olmaz ‘her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz’ bu günlerde.

Peki, bunu sadece Bülent Arınç mı yapsın?

Hayır.

Vakti zamanında Tayyip Erdoğan’ı bu mücadelesinde yalnız bırakan, sessiz kalan, perde arkasında onlarla birlikte iş çeviren, saman altından ihale yürüten veyahut bu ve buna benzer şeylere göz yuman bütün bakan, milletvekili, il veya ilçe başkanları, meclis üyeleri, özel idare sekreterleri, işadamları, il müdürleri, daire amirleri yani hemen herkes Arınç kadar pişman ve Arınç kadar samimiyseler ne biliyorlarsa açıklasınlar. Ne kadar çok şey anlatırlarsa o kadar iyi olur.

Çünkü bilmediklerimizden geliyor ne gelirse.

Ve bilmediklerimizden gelecek beklenen ikinci dalga.

Konuşsun, anlatsınlar.

Neden kimse konuşmuyor?

Özellikle de sorumluluk makamında olanlar, özellikle konuşması gerekenler ve özellikle bu yapıyı iyi bilen, iyi tanıyanlar neden hala sus pus!

İşte bu sebeple meydanlarda boy gösteren, nutuk atan, sosyal medya üzerinden anti darbeci mesajları, en hamasi jargon ile süsleyerek paylaşanları gördükçe zıvanadan çıkıyorum.

Bunlar samimiyet değil, olsa olsa PR çalışması diye düşünüyorum.

Yarınki ‘konjonktüre’ hazırlık.

Meydanlardaki yegâne samimiyet siyasi ve hamasi nutuklar değil, elindeki bayrak ile nöbete devam eden aziz milletimin yılmayan dik duruşu.

Gerisi hikâye!

Pek sayın siyasilerimize, 17/25 Aralık’tan sonra dibine kadar Paralel ile mücadele eden Samsun Canik Belediye Başkanı Osman Genç’i örnek olarak gösteriyorum.

Her fırsatta mücadele etti, ediyor.

Samsun’da Tayip Erdoğan’ın yalnız olmadığını her daim göstermek için ‘Yeni Türkiye Yolunda’ başlığıyla çeşitli konferanslar düzenledi. Başkanlık sistemini bütün Samsun’a anlattı, anlattırdı.

Osman Genç, dün yine meydanda kürsüye çıkarak, kalabalığa “Hainleri ihbar edin” çağrısı yaptı ve “Bilgi ihtiyacı olursa biz bu bilgileri aktarmaya hazırız. Raporlarımızı hazırladık ve ilgili kurumlara bu bilgileri ileteceğiz. Görevden alınan vali yardımcılarının biriyle de davalığım” dedi.

Ben şehrimdeki siyasilerden şimdiye kadar bu samimiyeti göremedim.

Bundan sonra ise hamaset yerine icraat bekliyorum.

Öyle veya böyle bu yapıya girip de şimdi pişman olduklarını ifade eden herkes, samimi olduklarını ancak bu şekilde ispat edebilirler.

Konuşun.

İsim verin, yapıyı deşifre edin, gizli ve uyuyan hücrelerin çökertilmesi için katkı verin.

Konuşun ki, ahmakları tanıyalım…