Çocukların masumiyetini bile zedeliyorsun ey insanoğlu…
Çocukların saflığı üzerinden bile hileye karışıyorsun ey insanoğlu…
Çocukların melekliğini bildiğin halde kirli hesaplarına onları da katıyorsun ey insanoğlu…
Tecavüze uğrayan annelerin, kadınların ağıdı arşı ağlatırken…
Sen onu savunuyormuş gibi yaparak senin gibi düşünmeyenlere savaş açıyor, rezil oluyorsunuz ey İslam düşmanı kitle…
Nereye bu gidişin, nereye?…
Daha ne kadar gideceksin kötülükte ileriye?…
Farklılıklarımız ne zamandır çocukların masum bedeni üzerinden düşmanlığa dönüşecek kadar acımasız bir intikama dönüştü?…
Ne zamandır mertlik bu kadar öldü?…
Ne zamandır çocuklar kalkan oldu?…
İki ayrı uçlarda olabiliriz…
Başka başka fikirlerin sahipleri olabiliriz…
Başka kıtaların insanları olabiliriz…
Başka renkte olabiliriz…
Başka şeylere inanabiliriz…
Lakin senden değilim, sen de benden değilsin diye…
Sizler gibi düşünmüyoruz diye…
Sizler gibi bir hayat yaşamıyoruz diye…
Nasıl bu kadar alçalabiliyorsunuz?…
Ve daha ne kadar alçalabileceksiniz?…
Nereye kadar varacak kötülüğünüzün ucu?…
Neden her fırsatta ülkenin diyanet işleri başkanına saldırıyorsunuz?…
Neden sürekli seçilmiş iktidarı yıkma girişimi içindesiniz?…
Kimsiniz siz?…
Ahlaksız, rezil bir hayatın yaşayanları ne zamandır ahlak abidesi oldu?…
Ne zamandır rehberi Kur’an olan şerefli milletimize ahlak öğretmeye kalkanlar oldunuz?…
Nasıl bir yasa olduğunu bildiğiniz halde bunu nasıl tecavüzcülere affa getirdiniz?…
Tecavüzü makul gören bir insanın insanlıktan düşmesi gibi…
Siz de sürekli yalan ve iftira ile artık insanlık hükmünden düşenlerdensiniz…
Peki dört bin aileye ve onların çocuklarına bu kötülüğü nasıl yapıyorsunuz?…
Nasıl olur da her kavgada Müslümanlara sapık, tecavüzcü iftirası atarsınız?…
Bir hastalık olan bu vahşeti nasıl olur bu milletin gerçeği gibi yansıtırsınız?…
Tarihe ahlak ile nam salmış bir milletin büyük bir kısmına tahammülünüz bitti diye nasıl bu kadar alçakça saldırırsınız?…
Sapıklık bir hastalıktır ve nerede kimde olduğu belli olmaz bile; kimi zaman caninin suçu ortaya çıkana kadar…
Masum bir beden yere düşene kadar…
Ancak bunu bir dine, bir camiaya, bir kitleye mal etmek nasıl pis bir oyun?…
Kadınların ve çocukların istismarı üzerinden bin dört yüz yıl önceye kadar varıp Hz. Muhammed’e (s.a.v.) olan kininiz çıkıyor ortaya…
Çocuğun uğradığı istismardan çok, o çocukların enkaza uğrayan yüreklerinden çok, karşınıza aldığınız kitleye vurma savaşlarına girmek de ne demek?…
Nasıl bir kinin esirisiniz?…
Nasıl bir şeytan ürünüsünüz sizler?…
Dünyanın her yerinde iyiler ve kötüler vardır…
Dünyayı bu hale getiren insanlardır…
Temiz insanlar ile insandan aşağıda olanlar vardır…
Kimin üstünde ne elbisesi olduğunun bir önemi yoktur…
Sorun hastalıklı beyinde, hastalıklı bedendedir…
Ancak bu kadar kalp ağrısı olan…
Cennet kokulu çocukların dünya üzerinde uğradığı cinsel istismar asıl meselemiz iken…
Bunu bile siyasi ikbale dönüştürme çabanız da neyin nesi?…
Sizlerin çocukları yok mu?…
Bu kadar mı kafayı yediniz?…
Bu kadar derin bir konu üzerinden sen tecavüzcüsün, yok sen aslında tecavüzcüsün söylemi geliştirmek…
Henüz birçok şeyden habersiz büyüyen ama televizyon çağında büyüyen çocuklarımızın zihninde nasıl büyük güvenilmez yaralar açıldığının farkında değil misiniz?…
Tecavüz ve cinsel istismarı üzerinden incittiğiniz çocuklara ne diyeceksiniz?…
Nasıl olur da dünyanın en büyük acı sorununu bir siyasi ranta çevirirsiniz?…
Nasıl olur da bunun üzerinden iki milyar Müslüman’a iftira atabilirsiniz?…
Seversiniz ya da sevmezsiniz…
Lakin Müslümanlara ahlak dersi verecek olanlar asla ama asla sizler değilsiniz…
Kadını cinsel bir obje olarak gören sizin alçak anlayışınız ile bağdaşmaz İslam medeniyeti…
Özgürce cinsellik hakkını kendinde gören siz ahlak yoksunları, Süleymaniye Camisi avlusunda dahi sevgilisi ile uygunsuzluk yapacak kadar çukurda olacaksınız…
Küçücük çocukların önünde yürüyen merdivenlerde her haltı yiyeceksiniz…
Sonra çocuk istismarı üzerinden gelip İslam’a ve Müslümanlara saldıracaksınız…
Kusana kadar içeceksiniz…
Evinize bir gece ayık girmeyeceksiniz…
Ne yaptığını bilemeyecek durumda olacaksınız…
Sonra ahlak dersi vermeye kalkacaksınız, öyle mi?…
Sahillerde devletin mallarına konan babalarınızı analarınızı bakımevine atacaksınız…
Köpeğinizi gezdirip bir kez annenize uğramayacak, merhamet etmeyeceksiniz…
Sizden onlarca yaş küçük kızları çıtır severim muhabbeti ile kandırıp paranıza esir edeceksiniz…
Zenginliğinizin gücü ile küçücük çocukları metres edineceksiniz…
Evlilik dışında her haltı yiyecek, sonra bizim ahlak merkezli inancımıza söz söyleyeceksiniz…
Sarhoş narası atanların sokakları kusmuk ile dolmuş…
Kapısından pislik akıyor…
Kalkmışlar koskoca bir milletin deviremedikleri iktidarını cezalandırmak için her türlü çamura yatıyorlar…
Sahi ya siz kimsiniz?…
Bu şanlı millete gücünüz yetmez, hala ama hala öğrenemediniz…