Amerika’nın terör örgütü PKKYPGPYD’yi açıkça desteklediği, hatta bu terör örgütlerinin maaşlarını verdiği, eğittiği artık sır değil. Saklamıyorlar da. Ortadoğu’yu dizayn etme hevesleri bitmek bilmiyor.
Bu hevesleri içerisinde 15 Temmuz alçak işgal hareketinde suçüstü oldular. 15 Temmuz itibari ile de Maşaları FETÖ ve avanelerine yataklık yapmaktan da çekinmiyorlar. Papazları da bu ihanetin parçası olarak yakayı ele verince şimdi tehditler yağdırıp, peşinden yaptırım kararları açıklıyorlar.
Amerika FETÖ elebaşını teslim etmesi gerekirken, FETÖ ve PKK’ya destek verdiği ortaya çıkan papaz için dünyayı ayağa kaldırma çabasında. Şimdi buradan şunu anlıyoruz, söz konusu papaz Amerika yetkililerinin görevlendirdiği ajandır. Ajan olmasından dolayı tüm bu suçları ABD adına işlediği ortaya çıkmaktadır. Dolayısı ile de Amerika ile anlaşamadığımız konu budur. Amerika, ‘yaptım ama hele bir sor niye yaptım’ havasında.
Şimdi de içişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile ilgili yaptırım kararı aldıklarını açıkladılar. Süleyman Soylu, terörle mücadelede canını ortaya koyarak, gece gündüz çalışan bir bakan. Gül de Adalet Bakanlığı’nda FETÖ ile mücadelede özellikle FETÖ elebaşının iadesi noktasında önemli çalışmalar yürüten bir bakan.
Şimdi buradan ben şunu anlıyorum. Bakanların kişisel ticari anlamda herhangi bir yatırımları ya da tasarrufları yok. Ancak, Amerika bu kararla, terörle mücadele noktasında Amerika ile olan resmi imzalarda Bakan Soylu’ya yaptırım kararlarını bahane edip başka hesaplara girebilir. Buna dikkat etmemiz gerekiyor. Adalet Bakanı için aldığı yaptırım kararları için de FETÖ ile ilgili yapılan talepleri bakan Gül’ün imzasını yok sayabilir. Burada Feto’yu iade etmeme planı da çıkabilir.
Her iki değerli bakanın da kişisel kaygıları zaten olmaz. Ama ülkemize çorap örme niyetinin arkasında başka hesaplar ortaya çıkması önlenmelidir. Zaten, ABD aldığı kararların karşılığını ülkemiz tarafından göreceğinden şüphemiz yoktur.
Terör örgütü PKK’nın birkaç gün önce Hakkâri Yüksekova’da gerçekleştirdiği katliamın sorumlusu da ABD’dir. Yüksekova’da, astsubay eşi Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği; terör örgütü PKK’lılar tarafından döşenen EYP ile katledilmesi alçaklığının altında da papaz meselesine karşı bir uyarı olmasın sakın!..
Türkiye bu vahşete karşı ayağa kalktı. Bu kadar alçakça bir eylemi yapanlara ve yaptıranlara karşı devlet gücünü gösterecek, bu şehit anne ve bebeğin kanı da yerde kalmayacaktır.
Amerika, Terör örgütlerini piyon olarak kullanmaktan vaz geçmeli. Çünkü bu kan gittikçe eline yüzüne bulaşıyor.
Ben Amerika’da akli selim yöneticilerin olduğunu, onların Türkiye’nin terörle mücadeledeki haklılıklarını bildiklerini görüyorum. Ancak, onların sesi yeterince çıkmıyor. Ya da seslerinin daha gür çıkmasının önü kapatılıyor.
Selam ve dua ile…