Ankara Anlaşması’yla 1963’te başlattığımız Avrupa süreci için en keskin dönemece girdik. “Ya tamam ya devam” deme vaktimiz çoktan geldi. Evvela şunu sorgulayacağız; AB ne ifade ediyor? Bizim için ihtiyaç mı? Türkiye’ye ne katabilir? Nasıl bir Türkiye istiyorlar? Bu soruların cevabını önceki gün Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin verdiği kararlardan bulmak kolay. 1) AB bir haçlı birliğidir. 2) Tek faydası ekonomik ilişkiler 3) Türkiye’ye ne hukuki ne de insani olarak bir şey katabilir 4) Sürekli ellerinde tutabilecekleri, el pençe divan duran, güçsüz uydu haline gelmiş, hasta adama dönmüş bir Türkiye istiyorlar. AKPM’nin 13 yıl aradan sonra daha doğrusu 13 yıllık emeği, bütünde ise 54 yıllık süreci çöpe atan kararında da 3 temel kırılma noktası var. AKPM’nin bu skandalı niye imza attığını anlamamız için.
3 kırılma noktası
1) 15 Temmuz işgal girişiminin bozguna uğratılması, ardından çıkarılan OHAL kapsamında AB’nin Türkiye’ye operasyon çeken taşeronları olan FETÖ’nün kolunun kanadının kırılması, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi vermesi… 2 ) İngiltere’nin çıkışı ve süregelen ekonomik sancılar nedeniyle dağılma riskiyle karşılaşan AB’nin, yeniden toparlanma için haçlı yemini etmesi. Vatikan ziyareti, AB liderlerin Papa’ya karşı el etek şovları ve Papa’nın mesajları Türkiye’nin siyasi denetime alınmasının en temel sebeplerinden. 3) 16 Nisan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi referandumu. 16 Nisan’da Türkiye artık tamamen iyileşti, bağımsızlığını ilan etti, millet yönetime el koydu, AB’nin planlarını bozacak güçlü bir devletin temelini attı.
Sandık yolu açılmalı
Bu 3 temel noktadan baktığımızda Türkiye tamamen haklı ve AKPM’nin yaptığı tamamen bir siyasi operasyon… Karar aslında hayırlı olmuştur, Türkiye’nin yeni bir yörünge çizmesi için. Cesur ve kararlı adımlar atmalıyız. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne giremeyeceği kesindir. Hem onlar kim ki Türkiye için, Osmanlı’nın, Selçuklu’nun evlatları için hedef olsun? AB kararını verdi: “Biz Türkiye’yi istemiyoruz.” Bizim de bir karara varmamız lazım. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek Başbakan Yıldırım, aynı zamanda MHP lideri Bahçeli’nin de AB sürecine ilişkin net mesajları var. Türk milletinin kanaati kesin. Referandum istiyoruz ve haçlılarla sandıkta hesaplaşacağız. Bugün “eski Türkiye yok” retoriğini AB açısından da gerçeğe dökme günü. AB, Türkiye’yi denetleyemez, talimat veremez, kendisini üstün göremez. AB’ye son teklif yapılmalı ve gereken adımlar derhal atılmalı. Şu HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ve İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu’nu da unutmamak gerek. Alenen Türkiye, Meclis’e, bayrağa ihanet etmişlerdir. Bu iki ismin Meclis’te olmaması gerekir, bizi temsil eden vekilleri, 2 Türkiye düşmanı için harekete geçmeye davet ediyorum. Unutmayın Avrupa hasta adam ve artık onlar muhtaç…