Son günlerde cevabı en çok merak edilen soru: İran-İsrail savaşı çıkar mı?

Sorunun gündeme gelmesinin bir anlamı var; çünkü İsrail Lübnan'da Hizbullah'ın iki numarasına, İran'da ise Hamas’ın bir numarasına suikast düzenledi.

Gerginlik hat safhada!

Gazetelerde, televizyonlarda çeşitli senaryolar gündeme gelmekte.

İSRAİL “BÜYÜK SAVAŞ”I İSTİYOR MU?

Öncelikle “İsrail büyük bir savaş istiyor mu?” sorusunun cevabını arayalım.

İsrail tabiri caizse kuduz köpek gibi saldırıyor, Gazze’de soykırım fiilini her gün daha da ileri götürüyor. 300 günde 50 bin sivili en cani yöntemlerle ve canavarca hislerle katlettiler.

Tamamen sapkın inançlara hizmet eden bu terör ve işgal yapısı, hedeflerindeki “arzımevut” ütopyasını yani büyük İsrail’i kurmak için geciktiklerini düşünüyorlar.

Bu bağlamda bölgede büyük bir savaş ve kaos istediklerini söyleyebiliriz. Amaçları geniş toprakları olan bir İsrail. Hedefleri, Mescid-i Aksa’nın yıkılması ve Süleyman mabedi ismiyle yeni bir tapınak inşa etmek.

Peki, bunu tek başına başarabilirler mi? Tabii ki hayır! İsrail’e tam destek veren ABD, en büyük güvenceleri.

ABD İÇİN “BÜYÜK SAVAŞ” DESTEKLENMELİ Mİ?

ABD şu konjonktürde bölgede çok karmaşık, çok geniş alanda ve uzun süreli bir savaş ister mi; buna hazır mı, bu olaya ortak olur mu?

Netanyahu geçtiğimiz günlerde ABD Kongresi’nde bir konuşma yaptı ve İsrail ordusunu ABD’li temsilcilere alkışlattı; coşkulu konuşma ABD’li üyeler tarafından da desteklendi, alkışlandı ve onaylandı.

Peki; bu, ne yaparsa yapsın İsrail’e “okey” demek midir? Bence değil.

Evet, İsrail’i her türlü destekliyorlar ama bölgede kopacak büyük fırtına ABD için rasyonel olmayabilir.

ABD şimdi, olası büyük olayın faturasını hesap etmekte.

Şu da hesaba katılması gereken bir unsur; her ne kadar Netanyahu Kongre’de alkışlanmış olsa da ABD sokakları Netanyahu’ya tepki verdi, gösteriler düzenlendi.

Tüm ambargo ve sansüre rağmen halklar nezdinde İsrail en itibarsız zamanını yaşıyor.

ABD konvansiyonel medyası soykırıma yönelik karartma uyguluyor, sosyal medya geniş çaplı sansür uyguluyor ve fakat yine de toplumları ikna etmeyi başaramıyorlar.

Hangi devlet, halkına rağmen girdiği bir savaşta başarılı olabilir ki?

Kesin kanaatim, ABD de “Büyük İsrail” kurulsun ister; hem de bugün ve fakat bunun realitedeki karşılığını da ölçecek potansiyele sahipler. Yani demem o ki; ABD, İsrail kadar gerçeklikten kopmuş değil. O nedenle, şimdilik bu kapsamda bir işe gireceklerini sanmıyorum.

İRAN’IN İNANÇ TASAVVURU MÜSAİT DEĞİL

İran’ın karizması bu defa fena çizildi.

Merak konusu olan bir diğer husus; İran ne yapacak?

İran hem kendi iç kamuoyunda hem de uluslararası arenada alaşağı edilen onurunu kurtarmak için hamle yapmak zorunda.

İran veya Lübnan mutlaka orta ölçekli hareketler yapacaktır; yapmazlarsa zaten devlet olma durumları sorgulanır.

Keşke beni mahcup etseler ama öyle iddia edildiği şekilde, İsrail’in köküne dinamit suyu koyma gibi bir durum olamaz. İran’da İsrail’i yok edecek tasavvur ve vizyon maalesef yoktur.

Bunu nereden anlıyoruz? İran’ın son 40 yılına bakmak yeterlidir.

İran ne yapmıştır? İran hep Kudüs edebiyatı yapmış ve hep Sünni-Müslüman katletmiştir. Söylemde düşman İsrail’dir ve fakat eylemde Sünnileri yok etmiştir.

İsrail’in sonu gelecektir ve fakat İran’ın eliyle değil.

İran’ın ne potansiyeli ne de özgül ağırlığı buna müsaade etmekte.

SÜREÇTE TÜRKİYE NE YAPACAK?

İsrail’in sonu nasıl gelecek ve kimin eliyle?

Bu yazdıklarıma sonuna kadar inanıyorum.

Beş asır boyunca Kudüs ve civarında barış ve adaleti tesis eden ecdadımız, yeniden o topraklara dönmedikçe gerçek barış olmayacak.

Biz istesek de istemesek de bu kuduz köpeklerle karşı karşıya geleceğiz ve tarihin en şanlı vuruşunu gerçekleştireceğiz.

Sadece az zaman ve sabır gerekli.

Askerimize, mühendisimize ve milletimize güvenimiz tam.

Yeter ki millî ve manevi değerlere sahip liderimiz, başkomutan olarak var olsun.

Böylelikle dosta güven, düşmana korku vermeye devam edeceğiz.