“Dünyanın merkezi neresidir” diye sorsam, bu sorunun cevabını politik olarak cevaplandırabilirim.

Dünyanın mihenk noktası; Türkiye’dir.

Türkiye öyle bir yerde duruyor ki; hem jeopolitik olarak, hem tarihi misyonu hem de potansiyeli açısından ülkemizin yönünü döndüğü eksen; bizi direkt 1-0 öne geçirmiş oluyor.

Türkiye’yi yanına almayan hiçbir denklemin yüzde yüz başarı elde etmesi mümkün değil.

Türkiye bir ağırlık merkezidir.

BÜYÜK GÜÇLER TETİKTE!

İşte o nedenle 14 Mayıs seçimi, ABD’de, Fransa’da, Almanya’da, Ukrayna’da, Rusya’da, İran’da, İsrail’de ve Çin’de büyük bir dikkat ve özenle takip edilmekte.

Özellikle dizayn edici hâkim güçler, sadece gözlemlemekle kalmıyor. Etki ajanları, Yeni Medyaları ve bilumum legal-illegal tüm organizasyonlarıyla sahadalar. En masum halini söyleyelim; bazı güçler seçim sath-ı mailine girilmeden önce bile bizzat muhalif adaylara danışmanlık verdiler.

Zaten tutulan safların ilanı çoktan yapılmıştı.

ABD Başkanı Biden, başkan seçilmeden önce projesini açıklamıştı. Biden 2019 yılında “Türkiye vizyonu”nu aktarırken Erdoğan’ın devrilmesi gerektiğini söyledi. Açıklama aynen şöyle: “Erdoğan'ı darbeyle değil, seçimle değiştireceğiz”. Plan, bu kadar netti!

Unutmayalım, Biden bu noktada "Erdoğan'ı devirmek için muhalefeti desteklemek gerektiğini" de ifadelerine eklemişti. Bu kapsamda Altılı Masa fikri, HDP-PKK desteğinin masaya oturtulmadan dolaylı olarak sağlanması, seçim stratejileri vs. tümü ABD aklının da olduğu bir kampanya sürecinden türetilmekte. Zaten Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Jeremy Rifkin’den tutun da Kılıçdaroğlu’nun son bombası; Atatürk Havalimanı’nı CIA ile iş tutan bir firmaya ihale etme planına kadar her şey; ‘ABD’nin bizzat Altılı Masa’nın aklı olduğunu’ söylüyor bize.

14 MAYIS SEÇİMİ BAŞKA KİMLERİN ODAĞINDA?

Konuyu bir de başka açıdan değerlendirelim.

14 Mayıs seçimi başka kimlerin odağında? Sadece büyük güçlerin mi? Hayır tabii ki…

Türkiye son yirmi sene içinde dünya çapında çokça iyilik yaptı. Hesapsız ve karşılıksız… Bu açıdan Afrika’dan Arakan’a kadar tüm mazlum coğrafyalar Türkiye’de kim seçilecek, dengeler değişecek mi? Türkiye sırtını mazlumlara dönüp, sadece ve sadece ABD’nin uşağı ve kuklası mı olacak? Elbette merak ediyorlar.

Başka? Türkistan coğrafyası…

Geçtiğimiz gün Azerbaycan lideri İlham Aliyev Türkiye’yi ziyaret etti. Aliyev Teknofest’te yaptığı konuşmada; Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkistan coğrafyasının birleşmesinde ve Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasındaki büyük emeğine vurgu yaptı.

Erdoğan’ın liderliği hiç şüphesiz güçlü Azerbaycan, güçlü Türkistan demekti. Aksi takdirde Türkiye, eskiden olduğu gibi soydaşlarına arkasını dönüp, tamamen Batı’nın piyonu haline gelecek. Bunu da herkes biliyor.

Peki, başka?

Başka kim önemsiyor, Türkiye’deki seçimi? İşte bu sorunun cevabı, gözyaşlarınızı tutmada zorlanmanıza neden olabilir.

Filistin’in kalbi Kudüs’ten gelen ses çok çarpıcı.

Filistinlileri temsilen güzel Türkçesiyle kameralara konuşmuştu Musa Hicazi. Belediye seçimleri sonrasında dost sohbetinde konuşan Filistinli kardeşimiz yürekten paylaşımlar yapmıştı. Türkiye’de mühendislik fakültesinde eğitim alıp tekrar memleketine dönen Hicazi, kim bilir şu aralar nasıl takip ediyor Türkiye medyasını?

Sizlerle belediye seçimleri sonrasındaki konuşmasını paylaşacağım. Sorumun cevabına siz karar veriniz.

Kudüs’e turist olarak giden Türklere şöyle diyor Musa Hicazi: “Sizler sevap alıyorsunuz. Neden mi? Birincisi; Sıkıntıda bulunan kardeşinize sevinç getirirseniz sevap alırsınız. Biz sizi görünce seviniyoruz. Çünkü siz Sultan Abdülhamid’in torunlarısınız. Canını, kanını Mescid-i Aksa için veren Sultan’ın torunlarısınız. Siz Ertuğrul’un torunlarısınız. Siz hep mazlumların, Müslümanların yanında kan ve can, çok ödediniz. Bu sebepten Allah sizi seviyor ve bize emir veriyor, bu nedenle biz de, melekler de sizi çok seviyoruz.

İkincisi; Allah’ın düşmanını kızdırıyorsunuz. Hiç konuşmadan bile... Allah’ın düşmanı sizin güzel tarihinizi biliyor. Size düşman olanın içindeki kini, biz gözlemliyoruz. (Siyonistler) İki gün önce onlar bize nispet yaptılar, güldüler. Neden? İstanbul’un belediye seçimleri sonuçlanınca sormayın neler yaptılar bize? Belediyeye gitmiştim, çok sevinçliydiler, lokum dağıtıyorlardı. Bana dediler; “ne istersen iste yapalım, çünkü Erdoğan kaybetti, biz çok mutluyuz. İnşallah bu ders olur, uyanık olmanız lazım. Siz orada nöbet tutarken, biz burada nöbet tutarız. Ve en yakın zamanda güzel gelişmeler olur. Evlerimiz, evlerinizdir. Burada her şey ortak. Burası, tüm ümmetindir. Mesela benim dedelerim Hicaz’dan geldi. Siz dört yüz sene sahip çıktınız. Siz buradayken, hiçbir kimse buranın hürmetini çiğneyememişti. 1917’de sizin çıkmanızla birlikte, sormayın neler oldu bu aziz Mescid’e… Burası ümmetin merkezidir.”

İşte böyle derin duygu ve düşünceler…

14 Mayıs, Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcı olsun.

İsrail değil, Filistin sevinsin.