Uludağ Üniversitesi’nin kuruluşundan itibaren geçen 50 yıllık süreç içerisinde fakülteye bağışlanan yazma ve nadir basma eserlerden oluşan çeşitli koleksiyonlar 2022 yılına kadar sıhhi olarak hiç elverişli olmayan depolarda korunuyordu. 2022 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi bünyesinde kurulan İsmail Hakkı Bursevi Yazma ve Nadir Eserler Kütüphanesi’nde özel olarak dizayn edilen depoda koruma altına alınan eserler uygun muhafaza şartlarına kavuştu. Kitapların en uygun ortamda muhafaza edilmesi için kütüphaneye tahsis edilen alan üç bölmeye ayrılarak gerekli tadilatları yapıldı. Kütüphane içerisinde bulunan hassas iklimlendirme ünitesiyle yazma ve nadir eserlerin bulunması gereken en ideal sıhhî ortam sağlanmış oldu. Hassas iklimlendirme ünitesi ile birlikte yazma ve nadir eserler için en ideal ortam oluşturularak 18 ile 20 derece arası hava sıcaklığı ve yüzde 55 ila 60 oranında nem ayarlandı. Ayrıca aerosol gazlı yangın söndürme sistemiyle muhtemel bir yangın durumunda eserlere hiç zarar vermeden söndürme tedbiri alındı.
5 bin 500 eserin yer aldığı kütüphane her geçen gün büyüyor
Koleksiyonunda 500 el yazması 5 bin den fazla da nadir matbu eserin bulunduğu kütüphaneye akademisyenlerin ve Farsçavatandaşların ellerindeki tarihi kitapları insanlığa hizmet etmesi adına kütüphaneye bağışladıklarını söyleyen Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kaya, “Bu kütüphane 2022 yılında oluşturuldu. Fakültemize bağışlanan nadide eserler daha önce olumsuz şartlarda depoda saklanıyordu. Kullanıma kapalı olduğu gibi kitapların zarar göreceği ortamdaydı. Böyle bir kütüphane oluşturması hasıl oldu. Bizde bu eserlerin gün yüzüne çıkarılması, okuyucuların, araştırmacıların hizmetine sunulması amacıyla İsmail Hakkı Bursevi adı altında yazma ve nadir eserler kütüphanesi oluşturduk. Gayet uygun şartlarda korunabilecek bir ortam hazırlandı. 500 civarında el yazması, 5 bin civarında da nadir eser bulunuyor. İçerideki kitapların sayısı da her geçen gün artıyor. Kitap bağışçılarımız oluyor. Vatandaşlarımızın evinde, büyüklerinden kalmış Arapça, Farsça ve Osmanlıca kaleme alınmış eserler bulunuyor. Bunları halkımızın hizmetine sunulması için bizlere bağışlıyorlar” şeklinde konuştu.
Dijital ortama geçirilerek yıpranmanın önüne geçiliyor
Koleksiyondaki eserleri tarayarak dijital ortama aktarıldığını ve bu sayede hem insanlığa hizmet verdiğini hem de eserlerin zarar görmesinin önüne geçildiğini vurgulayan Prof. Dr. Kaya, “Bu eserler çok kıymetli. Burada 500 yıldan daha fazla yıllık yazma eserler var. Mesela İsmail Hakkı Bursevi’nin kendi müellif hattı eseri var, dünyada tek. Malezyalı Abdurrauf el Fansuri’nin Malay dilinde yazdığı ilk Kur’an tefsiri olan Tercümanu’l-Müstefid adlı tefsiri var. Bunları okumak isteyen okuyucular birebir kitaplara el sürmeyecekler. Çünkü çok kıymetliler, hatalı kullanımdan kaynaklı zarar görüyorlar. Önümüzdeki günlerde tüm eserlerimizi dijital ortama aktaracağız. Araştırmacılarımız eserlerden dijital ortamdan okuyabilecekler. Dolayısıyla kitapların da yıpranmasının önüne geçmiş olacağız. Bu aşamaya geldik” dedi.
Eserler rutin bakımları yapılarak raflara yerleştiriliyor
Yıllardır olumsuz şartlarda depoda koruma altında olan eserlerin tamiri yapılmasının ardından kütüphaneye alındığını ve rutin bakımlarının yapıldığını ifade eden İsmail Hakkı Bursevi Yazma Eserler Kütüphanesi Sorumlusu Osman Nuri Solak, “Kütüphanemizi oluştururken öncelikle kompakt raflı sistemi tercih ederek eserleri haşerata karşı daha güvenli bir ortamda muhafaza altına almak istedik. Ayrıca hassas iklimlendirme ünitesi alınarak eserlerin sıhhi anlamda en güvenilir ortamda muhafaza edilmesini sağladık. Ayrıca yangın söndürme sistemi olarak da aerosol gazlı, eserlere zarar vermeyen ve herhangi bir yangın emaresini bertaraf eden yangın söndürme sistemi ile eserleri muhafaza altına aldık. Eserlerin tek tek ön bakımve temizlikleri yapılarak, tasnif ve kayıt gibitüm teknik hizmetleri yapılarak depodaki raflara yerleştiriliyor. Kütüphanemizde bulunan hassas iklimlendirme ünitesi yazma ve nadir eserlerin özel sıcaklık ve nem oranında bulunmasını sağlıyor. Erserlerin ortalama 55 ila 60 derecelik bir bağıl nem ortamında bulunması gerekiyor. Ayrıca sıcaklık olarak 18 ila 20 derece arasında muhafaza edilmeleri gerekiyor. Bu sayısal değerler yazma ve nadir eserler için belirlenmiş uluslararası uygulanan ideal değerlerdir” diye konuştu.