Günümüzde Y kuşağı olarak bilinen jenerasyon, önceki nesillerden oldukça farklı tüketim alışkanlıklarına sahip. 80'ler ve 90'lar arasında doğan bu kuşak, teknolojinin hızla geliştiği, internetin hayatımıza girdiği bir dönemde büyüdü. Bu yüzden, tüketim alışkanlıkları da teknoloji ve dijital dünyaya daha fazla bağımlı hale geldi. Ancak bu kuşakta minimalizm akımına da büyük bir ilgi olduğunu görmek mümkün.
Minimalizm, az eşya ile mutlu olmayı ve gereksiz tüketimden kaçınmayı amaçlayan bir yaşam felsefesi. Y kuşağı, maddi şeylere olan bağlılığı azaltarak daha azla yetinmenin getirdiği özgürlüğü keşfetmeye başladı. Özellikle çevre bilincinin artmasıyla birlikte, daha az tüketerek daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı benimseme eğilimi de giderek yaygınlaşıyor.
Bu kuşak, daha az eşya ile daha çok deneyim peşinde. Seyahat etmek, yeni şeyler öğrenmek ve anı biriktirmek, maddi mallara sahip olmaktan daha değerli hale geldi. Yani, minimalizm sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir sadelik arayışı olarak da karşımıza çıkıyor. Y kuşağı için bu yeni tüketim anlayışı, aslında modern dünyanın sunduğu gereksiz kalabalıktan bir kaçış yoludur.