Amerika terör örgütlerini desteklemeye devam etmede kararlı anlaşılan. Terör örgütü YPG’ye silah yardımı yapacağını defalarca açıklamasının arkasında değişik ABD çıkarları yatsa da petrol bölgelerine hakim olma amacını bilmeyen yok. Türkiye’nin terör örgütü YPG’ye yaptığı hava operasyonuna karşı yapılan misilleme harekettir bu karar. ABD hep misilleme yapmaya alışıktır çünkü… Dahası ABD’nin FETÖ elebaşını da adalete teslim etmede gösterdiği direnç de bu örgütü çıkarları üzerine kullandığının açık delilidir. Türkiye üzerine oynanan oyun büyük. 15 Temmuz’u asla unutmayın.
Asıl savaş güç savaşıdır. Türkiye’nin etrafını ateş çemberine çevirenler, ülkemizi de karıştırıp, güçsüz ve zayıf duruma düşürme telaşındalar. Öyle ise birlik ve beraberlik içinde Türkiye’nin daha da güçlü olması için çalışmalıyız. Türkiye-Amerika tarihine baktığımızda, 1795 yılında Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika Eyaletleri (Fas Sultanlığı, Cezayir, Tunus ve Trablusgarp) ABD’yi Trablusgarp ve Cezayir de yenmiş. Eyalet gemileri Cezayir’de ABD bayrağını taşıyan gemiyi ele geçirdiğini görürüz.
Kurtuluş Savaşı sırasında, işgalci devletlerin yanında yer alan ABD, işgale donanmasıyla destek verdiğini unutmayalım. İşgal boyunca ağırlıklı olarak tarafsız bir rol oynadığını söylese de Samsun gibi deniz kıyısındaki kentler, bu donanmaya ait gemilerce bombalanmıştı.
Lozan Barış Konferansı sırasında 6 Ağustos 1923 tarihinde imzalanan ikili antlaşma iki devletin ilk diplomatik ilişkisi olmuştu. İki devlet arasında siyasal ilişkilerin devletler hukuk kapsamında kurulmasını, konsoloslukla açılmasını ve kapitülasyonların kaldırılmasını öngören bu antlaşma Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun Ermeni Sorununun yarattığı hava, Türkiye’deki Amerikan okullarının durumu ve azınlıkların korunmasına dair oluşan yanlış izlenimler nedeniyle onaylanmamış, bu durumda Türkiye Büyük Millet Meclisi de antlaşmayı onaylamamıştı. 24 Aralık 1923 tarihindeki iki ülke vatandaşlarının hak ve çıkarlarına ilişkin nota verişimi ile yapılan anlaşma ve 20 Temmuz 1926 tarihindeki iki ülke ticari ilişkilerini düzenleyen nota verişimi ile geçici olarak düzenlenen Amerikan-Türk ilişkileri 17 Şubat 1927 tarihindeki nota verişimi ile modus vivendi olarak da olsa normal siyasi kurulması ile olağan duruma gelmişti.
1954 yılında ABD’ye İncirlik Hava Üssü’nü kurma izni verildi. Bu üs Soğuk Savaş, I. Körfez Savaşı ve Irak Savaşı’nda Türkiye’nin izni ile kullanıldı.
11 Eylül saldırıları sonrasında Türkiye, ABD’ye terörizme karşı yaptığı mücadelede destek verdi. Ancak ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgal etmek istemesi Türk kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı. ABD’nin bu işgal sırasında Türk topraklarını kullanmasına izin vermek için TBMM’ye sunulan 1 Mart tezkeresinin reddedilmesi ABD’de büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. 4 Temmuz 2003 günü Kuzey Irak’ın Süleymaniye kentinde karargâh kurmuş bulunan bir binbaşı komutasında 11 Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun ve Türkmen mihmandarlarının Irak’taki işgal kuvvetlerinin bir parçası olan Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı’na bağlı askerlerce ve yanlarında Peşmergelerin de bulunduğu bir ortamda, bir baskın sonucu başlarına çuval geçirilmek suretiyle götürülüp, alıkonularak sorguya çekilmeleri olayı ilişkileri daha da gerginleştirdi.
15 Temmuz alçak işgal ve darbe kalkışmasında incirlik üssünün rolü çok konuşuldu. FETÖ elebaşının ABD’deki yerleşkesinde güven içinde olması da kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Sorunları sürdürmek yerine, çözmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 16 Mayıs’ta ABD Başkanı Tramp ile görüşmeye gidiyor. Çantalardaki gündem kabarık. Dileriz, terör örgütleri yerine müttefik bir Türkiye’den yana tavır alırlar.
Selam ve dua ile…