Arap Baharı sürecinde bozulan Türkiye-Mısır ilişkilerinin onarılarak her iki ülkenin de yararına olacak şekilde yeniden doğal mecrasına girmesi için gösterilen yoğun çabalar meyvesini verdi.

Doha’da gerçekleşen tokalaşma ve hâl hatır sormanın ardından ilk büyük adımı Kahire’yi ziyaret eden Erdoğan atmıştı.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi Türkiye’ye geliyor.

Bugün Ankara-Kahire ilişkilerinin tamamen düzelmesi ve yeniden güçlenmesi için önemli bir adım daha atılıyor.

Bölgenin iki büyük ülkesinin ilişkilerinin kötüleşmesi Yunanistan gibi küçük ülkelere geniş bir manevra alanı açmıştı.

Şimdi o alan kapanıyor.

Dolayısıyla Abdülfettah es-Sisi’nin Ankara ziyaretinin Atina başta olmak üzere birçok başkentten dikkatle ve endişeyle takip edileceği muhakkak.

Masada hem ikili ilişkiler hem de bölgeyle ilgili önemli dosyalar var.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaşın ve İsrail’in katliamlarının son bulması için yapılabilecekler o dosyaların başında geliyor.

Mısır, İsrail ordusunun Refah Kapısı’ndan ve Selahaddin Koridoru’ndan çekilmeyi reddetmesinden rahatsız.

Ankara bu konuda Kahire’nin yanında.

Savaş bittikten sonra yeniden imar faaliyetlerine ve yaraların sarılmasına güçlü bir şekilde katkıda bulunmak isteyen Türkiye’nin Gazze Şeridi’ne açılan Mısır kapısına ihtiyacı var.

Türkiye ve Mısır arasındaki ekonomik ve ticari ilişkiler siyasi ilişkilerin kötüleşmesinden çok fazla etkilenmemişti.

Bununla birlikte siyasi ilişkilerin normalleşmesinin ekonomik ve ticari ilişkilerin daha da güçlenmesine zemin hazırlayacağı kesin.

10 milyar dolara yaklaşan ticaret hacminin önümüzdeki beş yılda 15 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor.

Türkiye ve Mısır arasındaki görüş ayrılıkları; ortak çıkarlar ve görüş birliğine sahip oldukları konularla kıyaslanamayacak kadar az.

Rahmetli Cemal Kaşıkçı’nın vaktiyle Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri için yaptığı öneri Türkiye-Mısır ilişkileri için de geçerli.

İki ülke görüş ayrılıklarının olduğu dosyaları bir kenara bırakıp üzerinde anlaşma sağladıkları dosyalarda ilişkilerini geliştirebilir.

Bu şekilde ihtilaflı konuların daha ileride çözümü için zemin hazırlanmış ve karşılıklı güven inşa edilmiş olur.

En azından anlaşmazlıkların başka ülkeler tarafından istismar edilmesine, ilişkilerin iyi olduğu dosyalara sirayet etmesine, iki ülke arasında gerginliğin artmasına ve çatışmaya dönüşmesine izin verilmez.

Türkiye, savunma sanayisi alanında dünya çapında yükselen bir yıldız ve farklı ülkelerden aldığı silahlarla ordusunu güçlendirmeye çalışan Mısır’ın da ürünlerimize ilgisi var.

Türkiye’nin gurur kaynaklarından HÜRJET, önceki gün Ankara’daki Akıncı Üssü’nden havalandı ve Antalya’da yakıt ikmali yaptıktan sonra Akdeniz’i geçip Mısır’ın İskenderiye kenti yakınlarındaki el-Alameyn Havaalanı’na indi.

Yerli ve millî eğitim uçağımız, Afrika’nın en önemli savunma ve havacılık fuarı olan Mısır Uluslararası Havacılık Fuarı’nda boy gösterecek ve yarın da piramitler üzerinde gösteri uçuşu yapacak.

TUSAŞ’ın konuya ilişkin açıklamasında da belirtildiği gibi, “Türkiye’nin savunma sanayisindeki gücü ve mühendislik başarısı” sergilenecek.

Türkiye-Mısır ilişkileri yoluna girmeseydi bu önemli fuara davet dahi edilmezdik.