Türkiye 15 Temmuz alçak ihanet ve darbe kalkışmasının ardından terörle mücadelede ciddi bir sürece girdi. Bu mücadelede önemli başarılar da elde edildi. Ancak Avrupa’nın tutumu milletimizi rahatsız etmektedir. Avrupa’daki durumu yerinde görmek ve neler olduğuna bakmak için Avrupa’ya geldim. Bulgaristan, Macaristan, Avusturya, Almanya ve Belçika’yı dolaşma fırsatım oldu. Avrupa’daki Türkiye düşmanlıklarının altında yatan nedenleri dolaştığım yerlerde Avrupa’daki vatandaşlarımızın gözü ile görmeye çalıştım. Görüşmeler yaptım.

Avrupalı Türkler, Avrupa’nın Türkiye karşıtı terör örgütü üyelerine destek olduğu konusunda hemfikir. Ancak, başta FETÖ olmak üzere terör örgütü mensuplarının Avrupa’da ciddi bir lobi yürüttükleri, bu lobiye karşı da Türkiye’nin lobi faaliyetlerinin yok denecek kadar az olduğu kanaatindeler. Terör örgütü üyelerinin yürüttükleri lobi faaliyetleri ile Avrupalı siyasetçileri etkiledikleri ve bu etkileşim ile de Türkiye karşıtı bir cephe oluşturdukları açık. Ayrıca medya da bu lobi faaliyetlerinin etkisi altında.

Zaten, FETÖ üyelerinin Türkiye’de devletin içinde paralel yapı oluşturmalarından kaynaklanan Avrupa’da güç elde ettikleri ve bu nedenle lobicilik faaliyetlerinde önemli bir noktaya gelme deneyimleri olduğu da bilinen bir durum.

Bu güçlerini Türkiye karşıtlığı noktasında sonuna kadar kullanıyorlar. Vatanına ihanet edenler ile mücadele etmek için buralarda gazeteci olarak, iş adamı olarak, sivil toplum örgütü olarak veya yasal lobicilik faaliyeti yürüten olarak olmak zorundayız. Avrupalı siyasetçileri doğru bilgilendirmeli ve doğru karar almalarını sağlamak için daha çok çaba sarf etmeliyiz.

İmkânı olan her vatandaşın, Türkiye ihanetine karşı bulundukları ülkede yasal yollardan mücadele etme zorunluluğu var. Avrupalı siyasetçileri medya ve lobicilik faaliyetleri ile yanlış bilgilerle etkilenmelerine karşı birlik olma zamanı.

Evet, büyükelçilikler ne güne duruyor? Dediğinizi duyuyorum. Avrupa’daki vatandaşlarımız Büyükelçiliklerin çalışmalarının çok cılız olduğunu ifade ediyorlar. Lobi faaliyeti yürüten kurumlarımız ya yok, ya da hiç destek bulamıyor. Medyada etkimiz hiç yok.

Büyükelçiliklerin standart devlet memuru mantığı güttüğü ve günü kurtardığı şeklinde algı var. Birçok Avrupalı Türk büyükelçilerin atandığı toplumda karşılığı olan, işadamı veya CIO görevleri yürüten kişilerden seçilmesinden yana.

Bir de yurt dışına kaçan terör listesinde bulunan başta FETÖ elebaşı Fetullah Gülen olmak üzere 130 kişi hakkında vatandaşlıktan çıkarma süreci var malumunuz. Vatandaşlıktan çıkarılmaları emin olun işlerine gelecek.

Aldığım bir bilgiyi buradan aktarayım. Yetkililer bunun üzerinde biraz kafa yorsunlar. Özellikle kaçak önemli FETÖ mensupları Avrupa’da isim ve kimlik değişikliği yapıyor. Yani Avrupa bu kişilere yeni kimlik veriyor. Türkiye’ye bir süre sonra yabancı bir kişi statüsünde gelir ve burada yabancı gibi vatana ihanet noktasında çalışma yürütürse şaşmayalım. Kavga kolay, bence stratejik çalışmalar yapmak zor. Zoru başarmalıyız.

Selam ve dua ile…