Hamle zamanı!
Fakat önce bir vakıayı ortaya koyalım.
Seçim yorgunuyuz.
Biraz küskün, biraz kırgın olabiliriz.
Kafamız karışık olabilir.
Kişisel dünyamızda beklentilerimiz hedefine ulaşmamış olabilir.
Bu küçük hikâyedeki resim…
*
Bir de büyük hikâye var.
Bu büyük resimde; Türkiye’yi köklerinden koparıp, Batıya köle yapmak isteyenlerle, Anadolu insanının ferasetinin savaşı var.
Bu savaş; yüz yılı aşkın bir zamandır devam ediyor.
Bu savaşta göğüs göğse, çarpışa çarpışa bugünlere geldik.
Hamd olsun ki; 1950 itibariyle Anadolu halkı kazanmaya başladı.
Darbeciler, vesayetçiler, Batıcılar ve din düşmanlarına karşı verilen savaşta, legal zeminde mücadelesine devam eden halkımız sandığı hep bir çözüm olarak görmüştür.
O nedenle sandığa küsme gibi bir lüksümüz olamaz.
SANDIKLA NEYİ BAŞARDIK?
Son dönemde sandığa verilen değer ve isabetli seçim sonuçlarıyla halkımız vesayetçilere karşı büyük zaferler kazanmıştır.
Sistem değiştirilmiş, icraatlar hız kazanmıştır.
Tam bağımsızlık yolunda yürüyen Türkiye; prangalarını kırmakta, düşmanlarına tokat üstüne tokat atmaktadır.
Ülkemizin yumuşak karnı olan terör örgütlerini bitirme yönünde kararlılık gösteren devletimiz, AB ve ABD başta olmak üzere Siyonist ve derin güçleri endişeye sevk etmiştir.
Bu açıdan bakıldığında kazanımlarımızı korumak durumundayız ve BUNA MECBURUZ.
YEREL SEÇİMLER MİLLETE KUMPAS OLMASIN
Seçim sonrasına dönük planlar ne?
Birileri bugünkü yerel seçimlerle ülkeyi geri döndürmek istiyor.
Yerel seçimlerde almayı hayal ettikleri il ve ilçelerle birlikte, seçim sonrasına dönük planlar yapmaktalar.
Seçimlerde görece daha iyi bir puan alırlarsa bunu bir şans olarak görüp sistemi tartışmaya açacaklar.
Bu durumda erken genel seçim isteyecekler ve sistemin geri döndürülmesi için referandumu talep edecekler.
Böyle bir iklimde bu kesim, sokağı karıştırmayı ana hedefleri arasına koymaktadır. Kaos zemininde, sokak karıştığında hedeflerine daha kolay ulaşacaklarını düşünmekteler.
Bu düşünceleri her fırsatta ifade eden siyasiler, halkı nasıl yıkıcı bir zemine taşımak istediklerinin farkında bile değiller.
Bu gidişat istikrarı ortadan kaldıracak, ekonomiyi uçuruma sürükleyecektir.
Bugün darbesever bir ruhla her zaman yıkma hevesinde olan bu kesime, “dur” deme zamanıdır.
Bugün;
Atatürk Havalimanında başörtülülere “kara böcek” diye hakaret eden B.K. ‘ya,
AK Parti gönüllüsü Yusuf’u “Makarna yok mu?” diye aşağılayan M.K.’ya,
Adana’da sokakta iki başörtülü kızın başörtüsünü çekiştiren kadına,
“Ya erken seçim ya referandum” diyen siyasilere,
FETÖ’den hüküm giyen darbecilere, “Mehmetçik” diye sahip çıkanlara,
“Dağın desteğini aldım” diyerek meydanlarda oy isteyenlere,
Yeni Zelanda’daki terör saldırısında Erdoğan’ı suikast listesine alanlara,
Ayasofya’yı, İstanbul’u işgal heveslerinden bahsedenlere,
Küresel ve yerel ne kadar İslam düşmanı ne kadar Türkiye düşmanı varsa hepsine bir cevap verme zamanıdır.
Anadolu’nun has evlatları!
Sen hiçbir zaman yanlış yapmadın.
Senin ferasetine ve basiretine güveniyorum.
Bugün küskünlükleri bir tarafa bırak!
Kalk!
Çevreni uyar!
Sandığa koş.
Sandığa sahip çık.
Geleceğine sahip çık.
Kendin için, Anadolu için, ümmet için, tüm mazlumlar için!
Dinini, vatanını, milletini seven bir Anadolu kadını olarak bu satırları yazıyorum.
Rabbim, bu milleti yüceltsin. Bu milleti, ümmetin yeniden büyük lideri yapsın. Yeni medeniyeti kurma yolunda bu millete yeniden şerefli bir rol ve görev versin. Amin…