Türkiye Spor Toto Süper Ligi 2016-2017 futbol sezonu başlıyor. Sezonun ilk maçında bugün saat21:45’te ligin yeni takımı Adanaspor ile tecrübeli ve güçlü ekibi Bursaspor karşı karşıya gelecek.
Öncelikle tüm takımlarımıza başarılar dilerken sakatsız, hasarsız, lekesiz ve hilesiz tertemiz bir sezon olmasını diliyorum.
Tabii ki tüm bu iyi niyet temennileri geçmiş dönemlerde olduğu gibi sadece niyette kalmaması için herkesin aklıselim ve duruşunda samimi olması büyük önem arz etmektedir. Başta kulüp başkanlarının, yöneticilerin, teknik direktörlerin futbolcuların ve tabii ki futbolun rengi taraftarların sağduyulu olmaları esastır. Unutmayalım ki şampiyonluk için herşey mubahtır zihniyeti futbol adına adi bir suç ve emek hırsızlığıdır. Futbolumuzun başındaki baronların özellikle medya üzerinden camialarına vereceği mesajlara çok dikkat etmeleri bu hastalıktan kurtulmaları artık zaruri olmuştur.
Geçenlerde ismi bende saklı büyük bir kulübümüzün başkanı özel bir TV kanalında açıklamalar yapıyor ve okadar iyi niyetli konuşuyorduki tamda aklımdan bu olaylar böyle başkanlarla düzelir diye geçiriyordum ki konuyu 3 Temmuz 2011 ”SÖZDE” şike davasına getirdi. Ne yazıkki çok değerli bu başkanımız hakkında o anda yanılmış olmamın acısını içimde hissettim aynen şöyle diyor Sayın Başkan: 3 Temmuz şike davasını FETÖ terör örgütüne bağlamamak gerekir. Yani diyorki: Fenerbahçe şike yapmıştır ve FETÖ terör örgütünün bu olayla bir ilgisi alakası yoktur. Oysa o dönem FETÖ terör örgütünün maşaları olan ”SÖZDE” şike davasını organize eden üst düzey emniyetçileri, savcıları ve hakimleri ki hâlâ firardalar. Aslında Sayın Başkan’ın kendiside kendi söylediklerine inanmıyor gerçeğin ne olduğunu oda çok çok iyi biliyor, lakin camiasının çıkarları uğruna bunları inkâr etmek durumunda kalıyor. İşte yazıma giriş yaparken dikkat çekmek için belirtmek istediğim konu bu yani bizler nezamanki içimizdeki kini düşmanlığı bitirir sahralarımızdan arınırsak işte ozaman futbolun o eski güzel güneşli günlerine döneriz. Esasen açık yüreklilikle konuşulması gereken konular o kadar çok ki hatırlayınız Fenerbahçe takımı 4 Nisan 2015’te Rize deplasmanından İstanbul’a dönmek için karayolu ile havaalanına giderken Trabzon’un Sürmene ilçesinde silahlı saldırıya maruz kalmıştı hâlâ bu olayın faili meçhul kaldı kimsede çıkıp bunun hesabını sormadı. Konuşulması gerekenler bunlar olmalı hangi şampiyonluk insan hayatından daha önemli olabilirki? Şimdi soruyorum bu kimlerin işi kimlerin tezgâhı eminim malum başkan bu konuyuda FETÖ terör örgütüne bağlamayacaktır.Çünkü bağlarsa FETÖ’nün ”SÖZDE” şike kumpasının baş mimarları olduğu gerçeğini kabul etmiş olacaktır.
Bizler gerçeklerle yüzleşmede cesur olmadıkça doğruları çıkarlarımız uğruna saptırdıkça emin olun bu teröristlerin hedeflerine ulaşmalarında başrolü bizler oynamış olacağız. 13 Ağustos Cumartesi günü oynanan süper kupa mücadelesi öncesi ve maç oynanırken yaşanan olaylar ortada. Beşiktaş taraftarlarının Konya şehrine girişte otobüslerinin camlarına atılan taşlar her iki takım taraftarlarının karşı karşıya geldiği anlarda, ellerinde ortaya çıkan döner bıçakları, palalar,kurusıkı tabancalarla yapılan saldırılar sonunda yaralananlar; maç oynanırken sahaya atılan yanıcı maddeler, meşaleler hepimizin malumu. Henüz ligler başlamadan ortada hiç bir şey yokken olayların adeta tırmanarak başlaması soru işaretleri ile doludur. FETÖ’nün malum başarısız kalkışması sonrası Ülkemizin her yerinde her türlü fırsatları kovalayacakları her türlü kirli oyunlar içerisinde olacakları gün gibi aşikârdır. Bu uğurda yelpazelerinde kesinlikle içine sızdıkları futbolumuzda olacaktır buda gösteriyorki geçmiş sezonlardan daha tehlikeli provokatörleriyle statlarımızda cirit atacaklardır.
Mesele Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor veya herhangi bir Anadolu takımının meselesi değildir. Konya’da olduğu gibi takımlarımızın renklerine bürünmüş taraftar görünümlü provokatörlerin bu futbol teröristlerinin futbolumuzun içinden hatta Ülkemizden nasıl ve ne şekilde arındırılacağı meselesidir. Aman dikkat diyorum bizler, aramıza karışarak olay yaratmaya çalışacak olanlara taviz vermeden bunların dolmuşuna gelmeden; olaysız tertemiz 15 Temmuz akşamında yaptığımızı tekrar ederek diri olalım, bir olalım birlik olalım aramıza karışmış olanlarada anlayacakları dilden gerekli cevapları en güzel şekilde verelim.
Yazımızı Ziya Paşa’nın anlamlı bir beyiti ile bitirelim:
”Nush ile uslanmayanı etmeli tektir; tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
Allaha emanet olun…